Anksiyete bozukluğu nedir?
Anksiyete bozukluğu insanların yaşadığı yoğun bir kaygı durumudur. İnsanların dış ortamda yaşadığı durumlara gösterdiği koruyucu tarzda olan tepkilerin genel olarak adlandırılması anksiyete olarak tanımlanır. Eğer bu tepkiler kişinin denetimin dışında ortaya çıkıyorsa, bu sistemin bozulduğunun göstergesidir. Kişinin yaşadığı olaylar karşısında sürekli olarak gergin olması, bu olayın etkisi altında olduğunu gösterir. Oysa normal olarak kaygının yaşamın doğal bir parçası olması gerekir. Herkesin günlük yaşamda yaşayacağı kaygılar vardır. Bu kaygıların hafif şiddette olması halinde sorun çıkmayacaktır. Yaşanan endişeler hayatımızı kısıtlamaya gidiyorsa, mutlaka tedaviye gereksinim duyduğumuz kabul edilmelidir. Bu kaygı bozukluğunu yaşayan kişiler, yoğun kaygı içerisinde yaşadığı olaylar ortadan kalksa da kaygılarına son veremezler. Uçağa binmekten korkan bir kişi, uçağa binmeyerek seyahat hakkına engel olmakta, köpeklerden korkan bir kişi, köpeğin bulunabileceği ortama girmeyerek yaşamını kısıtlamaya devam eder. Bu korkuları tedavi edilmezse ömür boyu kalacak, belki de bu durum daha olumsuz sonuçlara neden olacaktır. Anksiyete bozukluğu türleri arasında panik atak nöbetleri, fobiler, sosyal bozukluklar, geçmişte yaşanan travmatik olaylar neticesinde oluşan bozukluklar sayılabilir.
Anksiyete bozukluğu belirtileri nedir?
- Ortada bir sebep bulunmadığında, kişinin denetleyemediği endişeler içinde olması hastalığın temel belirtileri arasında kabul edilir.
- Kişi endişelerinin aşırı oranda olduğunu biliyor olsa da, endişelerini gidermekte ve denetlemede başarısız olur.
- Yorgunluk duyulması, dikkat bozukluğu yaşanması, kolay irkilme bu bozukluğu yaşayan kişilerin tepkileri arasındadır.
- Uykusuzluk çekilmesi, geceleri sıkça uyanıp yeniden uyuyama problemleri yaşanır.
- Baş ağrıları, terleme, kas ağrıları, titreme, kusma, bulantı, yutma güçlüğü, sıcak basma gibi fiziksel belirtilerin yaşanması.
Anksiyete bozukluğu nasıl gelişir?
Günlük yaşamda yaşanan stresler, hastalığın oluşmasında önemli bir yere sahiptir. Çocukluk ve erişkinlik çağında başlayan hastalık, yavaş bir ilerleme gösterir. Zaman içinde yaşadıkları inişler ve çıkışlar hastalığın belirtileri arasındadır. Stres yaşandığı zamanlarda en üst seviyede yaşanır. Hastalık kişilerde genetik nedenlerle olduğu gibi, kişilik yapısından, beyin yapısındaki değişimlerden ve stres altında yaşanan olaylar sonucunda da gelişim gösterebilir. Hastalıkta yaşanan fiziksel belirtiler nedeniyle, çoğunlukla başka hastalıklarla karıştırılan anksiyete bozukluğu, tedavinin geciktirilmesine sebep olabilir. Hastalığın doğru teşhis edilmesi, yaşanan kaygılara uygun bir tedavi uygulanmasını sağlar.
Anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir mi?
Bu hastalığın ancak bir psikiyatri uzmanına başvurulup tedavi edilebilecek bir sorun olduğunu unutmayın. Öncelikle yaşanan şikayetlerin başka bir hastalık nedeniyle ortaya çıkıp, çıkmadığı kontrol edilip tedaviye başlanır. Yapılan tedavide psikoterapinin yanı sıra, ilaç kullanımına ihtiyaç duyulabilir. Tedavinin nasıl uygulanacağına doktor karar verecektir. Her kişiye uygulanacak olan tedavi şekli farklı olabilir. Çünkü herkesin hayatında yaşadığı kaygılarda farklı olur. Kaygıya yönelik tedavide, tedavi koşulları da farklı olur. Tedavide kullanılan ilaçlar antidepresan ve anksiyolitik etkisi bulunan ilaçlardır. Bu ilaçların bağımlılık yaratacak riskleri yoktur. Bunun yanında ciddi yan etkileri de bulunmaz. Kaygıları gidermek için kullanılan benzodiyazepin grubunda olan ilaçlar ise, yeşil reçete ile satılan ilaçlar arasındadır. Bu ilaçlar doktorun önereceği dozda ve şekillerde kullanılması gerekir. Kullanılan ilaçların etkisi bir süre sonra başlayacağından, bu süreçte dikkatli olunmalı, belirtiler tam olarak geçene kadar ilaçlar kesintisiz olarak kullanılmalıdır. Hastaların iyileştikten sonra en az bir yıl daha ilaçları kullanması gerekir.