30 yaş sendromu nedir?
30 yaş sendromu, insanın bedeni ve kendisiyle yaşamış olduğu en büyük imtihandır. 30 yaşından itibaren bazı insanlar bunun etkisine girebiliyor. Bu sendromun etkisinde olan bir insan, bundan sonraki yaşlarında bile bu yeni yaşların sendromunun etkisine girer. Ancak insanın en fazla etkilendiği 30’lı yaşlarda yaşadıklarıdır. Bu duruma örnek vermek gerekirse, insanlar otuzlu yaşlarında boşanma ve depresyon gibi etkileri daha fazla yaşar. Bu yaşlara kişinin kendisiyle imtihanı demek daha doğru bir yaklaşım olur. Bundan en çok etkilenenler ise, kalabalık büyük şehirlerde yaşayan kişilerdir. Bazı kişilerde bu süreç 25 yaşından itibaren başlarken, bazılarında ise 35 yaşına kadar devam eder.
30 yaş sendromu nasıl belli olur?
Bu etkiler bazı kişilerde yok denecek kadar etkisiz derecede yaşanırken, bazılarında ağır sonuçlara neden oluyor. İnsanların bu yaşlarda yaşını ifade ederken 29,5 yaşındayım demesi, yaşını küçültmeyi tercih etmesi, 30 yaş sendromunu yaşamasını anlatır. Ağır sonuçlara sebep olabilen bu durumla ilgili bilimde bile yeteri kadar açıklama bulunmaz. Bu sorun şehirli neslin yeni sorunu olarak kabul edilir. Köylerde kırsal kesimde yaşayanlar için böyle bir sorun olmaz. Şehirde yaşayanların üniversite eğitimi, kariyer, iş derken, tüketici durumunda oldukları yirmili yaşlarını geçip, 30 yaşın etkisine girerler. Bu yaşla beraber geç kalmışlık hüznü, kendini sorgulamak, başarısızlık düşüncesi, kendini beğenmeme gibi durumlar ortaya çıkıyor. Bu etkiler 30 yaş sendromunun ortaya çıkışını bariz şekilde ortaya koyar. Bunu yaşayan kişiler genellikle bu yaşla birlikte iş sahibi olamamış, çalışıyorsa bile işinden memnun olmayan, ergenlik psikolojisine giren ve düzenini henüz oturtamamış olan insanlar arasında yer alır. Uzmanların görüşüne göre beden yaşı 30 olması gerekirken, hala ergenlik psikolojisinde olanlar için daha tehlikeli sonuçlar olabiliyor.
30 yaş sendromuna yakalanmamak için
Bu sendromun etkisinde olan kişiler uzmanlar tarafından tutuklu kalmış ergenlik dönemini ya da gelmemiş yetişkinlik dönemini yaşıyor diye tanımlanır. Bu sendromun yaşanmaması için insanlarda başarısızlık duygusu, geç kalmışlık hüznü ve bulunduğu hali beğenmeme hali olmaması gerekir. Gelmemiş yetişkinlik tanımı, hayatı zevk ve neşe işinde yaşamak için sorumlulukların devamlı olarak ertelenmesi ve kendi zevklerinin peşinde koşup bu şekilde bir yaşam sürme anlamında kullanılmaktadır. Bu yüzden 30 yaş sendromu gelmeyen yetişkinlik döneminin ayrılmaz bir parçasıdır. Yetişkinliğin gelmesiyle beraber insanların telaşa kapılması, hüzün yaşaması ve bu etkiyle ağır bir mesuliyete girmesi söz konusu olur. Erkekler bu dönemde sorumluluk, hüzün ve korkuyu daha fazla yaşar. Bu yüzden erkeklerde sosyal çevre ve ailenin baskısıyla 30 yaş sendromu oluşmaya başlar. Kadınlar için evlenmemiş ve çocuk sahibi olmama etkili oluyor. Bunun sebebi kadınlar için 30’lu yaşlarla birlikte çocuk sahibi olmak için riskli bir döneme girmektir. Bu yüzden bunları yaşayan kişiler için, uzman desteği alması son derece faydalı olur. Aksi halde ilerleyen yaşların sendromlarından aynı şekilde etkilenirler.