Abdi İpekçi kimdir?
Gazeteci ve yazar Abdi İpekçi, 9 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babası Cevat Bey, annesi ise Vesime Hanım’dır. İlkokulu evlerinin hemen karşısında bulunan Işık İlkokulu’nda okuyan İpekçi, küçük yaşta iki ablasını kaybetmiştir. 1970 yılında Galatasaray Lisesi’ne kaydolan Abdi İpekçi, buradan mezun olduktan sonra Hukuk Fakültesi’ne girmiştir. Öğrenimine devam eden İpekçi, gazeteciliğe büyük ilgi duymuş ve yönde çalışmalara başlamıştır. Aynı zamanda amcasının yakın arkadaşı olan, Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman ile görüşerek Vatan gazetesinde çalışmaya başlamıştır. Fakat buradaki çalışması 15 gün kadar sürmüştür. Ahmet Emin Yalman’ın amcasına, “Bundan gazeteci olmaz, siz bunu tüccar yapın” dediğini öğrenen İpekçi, bu sözlerden çok etkilenmiş ve onun azminin artmasına sebep olmuştur. Abdi İpekçi için gazetecilik adeta bir tutkuymuş.
Daha sonraki dönemlerde Yeni Sabah gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başlayan Abdi İpekçi 1949 yılında Yeni İstanbul gazetesine geçmiştir. Daha sonra ise Mithat Perin’in kurmuş olduğu İstanbul Ekspres’te Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapmıştır. Askerliğini Kore’de yedek subay çevirmen olarak yapmıştır.
1954 yılında Ali Naci Karacan’ın çıkarmakta olduğu Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürü olmuş ve bir süre sonra da gazetenin genel yayın müdürü olmuştur. Bu görevi 25 yıl gibi uzun bir süre devam ettiren İpekçi Gazeteciler Cemiyeti ile Gazeteciler Sendikası’nın başarı ödüllerini kazanmıştır.
1961 yılından öldürüldüğü 1 Şubat 1979 tarihine kadar Milliyet Gazetesinin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı genel sekreterliği gibi görevlerde bulunmuştur. Yazılarında Atatürkçülüğü, düşünce özgürlüğünü, barışı, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savunan ülkemizin gelmiş geçmiş en büyük gazetecilerinden biridir.
1970’li yıllarda baş gösteren anarşi ve terörün önlenmesi için iktidar ile muhalefet liderleri arasında da yapıcı bir iletişim kurulmasını, devlet yönetiminde körü körüne partizanlığın ve duygusallığın yerini akılcı, çağdaş ve son derece ılımlı bir bakış açısının almasını isteyen Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979 tarihinde İstanbul Maçka’daki evinin yakınlarında arabasındayken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülmüştür. Mehmet Ali Ağca vermiş olduğu ifade de Abdi İpekçi’ye 5 – 6 el ateş ettiğini söylemiştir. Ancak olay yerinde yapılan incelemede 9 mermi ele geçirilmiştir. Bu da ikinci bir kişinin olduğunu göstermiştir. O kişi herkesin bildiği gibi Oral Çelik’tir. Oral Çelik ve Mehmet Şener suikastı birlikte planlamış ve Mehmet Ali Ağca da tetikçi olarak daha sonradan aralarına katılmıştır.
Mehmet Ali Ağca, İpekçi suikastından dolayı idam ile yargılanırken 1979 yılında Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılmıştır. Abdullah Çatlı, Bedrettin Cömert suikastından dolayı aranırken 1978 yılının Ağustos ayında Sakarya’da yakalanmıştır. Ancak 48 saat sonra serbest bırakılmıştır. Uğur Mumcu’nun Abdi İpekçi cinayetinin kilit ismi dediği Abdullah Çatlı 1982 yılının Şubat ayında bu defa da ‘MHP’ davasıyla aranırken, Zürih’te Mehmet Şener ile beraber sahte pasaportla yakalanmış ancak bu defa da 48 saat sonra serbest bırakılmıştır. Olayın faillerinden Oral Çelik 1982 yılında İsviçre’de yakalanmış o da 10 gün sonra serbest bırakılmıştır. Oral Çelik Türkiye’ye döndükten sonra Malatya’da devam etmekte olan bir cinayet davasında dosyada bir evrakın kaybolması üzerine tahliyesine karar verilmiştir. Ağca’nın, İpekçi cinayetinde tetik çektiğini söylediği Yalçın Özbey ise 1983 yılında Almanya’da gözaltına alınmış ve 2 ay sonra serbest bırakılmıştır.
Eserleri
1. Afrika (1955)
2. İhtilalin İç Yüzü (Ö. Sami Coşar’la, 1965)
3. Dünyanın Dört Bucağından (1971)