Alaçatı neresidir?

Birçok filmde ve tatil sitelerinde adını sık sık duyduğumuz Alaçatı İzmir ilinin Çeşme ilçesine bağlıdır. İzmir’e 79 km ve Çeşme’ye 7 km mesafede yol üzerinde bulunmaktadır. Batıda Ege Denizi ve Çeşme, Doğuda Uzunkuyu koruluğu ile Urla İlçesi’ne sınırlı olan Alaçatı’nın deniz seviyesinden yüksekliği 16 metre , yüzölçümü 55 km2’dir. En çok turist çeken yerlerden biridir.
alaçatı
Antik Çağda “Agrilia” olarak anılan Alaçatı, Batı Anadolu tarihinde “İonia” diye adlandırılan, İzmir’in güneyinden başlayıp Menderes Irmağına uzanan bölgenin tam merkezinde yer almaktadır. Erken Osmanlı tarihinde Alaçatı’ya kaynaklarda bir “Yaya-Müsellem” köyü olarak rastlanmaktadır. İşte bu belde adını da bu dönemde buraya yerleşen “Alacaat Aşireti”nden almıştır. 1830′larda bölgenin ayanı Hacı Memiş Ağa (bugün adı Alaçatı’nın bir mahallesinde yaşamaktadır) depremlerle sarsılan Sakız Adası’nda yoksullaşan Rum nüfusu çeşitli illerde çalışmak için bölgeye davet eder. Böylece gelenler Alaçatı, Çeşme, Karaburun ve Urla’ya yerleşir. Yerli nüfus savaşırken, Rum gençleri bağlarda ve zeytinliklerde çalışmaya başlarlar. Bugün Alaçatı’nın restore edilmekte olan taş evlerinin çoğu 1850- 1890 yılları arasında yeniden inşa edilmiştir. 1873 yılında Alaçatı’da Belediye Teşkilatı kurulmuştur.

1912 yılındaki Balkan Savaşıyla Alaçatı’nın kaderi bir kez daha değişmiştir. Balkanlardan kaçan göçmenlerin buraya gelmesiyle Rumlar arasında panik ve göç başlamıştır. 1919 yılında İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaliyle birlikte, Alaçatı’ya göç etmiş olan Balkan göçmenleri Anadolu’nun içlerine doğru göçmeye başlamışlardır. Ama Kurtuluş Savaşı’nın bitiminde Alaçatı’ya tekrar geri dönüşler olmuştur.

Alaçatı Rumlar zamanında bağçılık ve şarapçılık ile tarihinin en parlak dönemini yaşadı. Mübadele sonrası yani nüfus değişimi ile Alaçatı için zor yıllar başlamıştı. Balkanlar’dan gelmiş olan Müslüman Türkler bağcılık ve zeytincilik bilmezlerdi. Böylece Selanik göçmenleri Alaçatı’daki başları söküp yerine tütün diktiler; Kosova ve Bosna göçmenleri ise hayvancılıkla uğraşmaya başladılar. Ancak iklim ne tütün, ne de hayvancılık için uygundu.
Alaçatı’nın Arnavut kaldırımı taşları ile kaplı dar sokaklarını iki veya tek katlı taş evler sarmış durumdadır. Bu tarihi mimari doku beldenin sahip olduğu en önemli ekonomik değerlerdir. Alaçatı evlerinde alt kat duvarları, birinci kat duvarlarına göre daha kalın yapılmıştır. Duvar yapımında çimento yerine içinde toprak, kireç, saman, yumurta akı kullanılan harç kullanılmıştır. Böylece evlerin kışın sıcak, yazın soğuk kalmasını sağlamışlardır. Eski Alaçatı evleri açık renk kireç badana ile boyanmıştır. Kapı ve pencere kenarları ise çivit mavi kullanılarak çerçevelendirilmiştir. Kapı ve pencere kepenkleri binayı süsleyen en önemli unsurlardır. Bundan dolayı ahşap veya demir dışında hiçbir malzeme kullanılmamaktadır. Alaçatı evlerinde daha çok alaturka kiremit kullanılmıştır. Çatı köşe süslemeleri “kartal kanadı” adı verilen iki oluklu kiremit kullanılarak yapılmıştır. Alaçatı evlerinde zemin döşemeleri ahşap olup bazı yerler renkli ve klasik desenli karo plakalarla kaplanmıştır. Burada 2001 yılında ilk küçük otel faaliyete başlamıştır. Sadece 3-4 yıl içinde Alaçatı Türkiye’nin en gözde tatil yörelerinden biri oldu.
Alaçatı bugün dünyanın en önemli rüzgar sörfü merkezlerinden biridir. Birçok uluslararası yarışma bu küçük beldede yapılmaktadır. Alaçatı sahilleri Akdeniz’in en temiz denizlerine ve en güzel plajlarına sahiptir. Rüzgar sörfü kulüplerinin bulunduğuYumru Koy’un kıyıdan uzaklığı 1900 metredir. Doğu kıyısının tamamen dağ olması, açık deniz korkusunu ortadan kaldırmaktadır. Alanın üç bir tarafı kara ile çevrili olup yalnızca güney tarafı açıktır. Bundan dolayı son derece güvenlidir. Bu koyda rüzgar sörfünün yanı sıra, kite sörf de yapılmaktadır.

Eski Rumlar zamanından bu yana bağcılık ve şarapçılık yapımı ile adını tüm dünyaya duyurmuş olan İzmir’in en gözde beldelerinden biri olan Alaçatı, günümüzde ise turizmi ve farklı özellikteki butik otelleri ile hemen hemen herkesin hayallerini süsleyen bir tatil beldesidir. Turistlerin en çok merak sardığı rüzgar sörfü ile dikkatleri üzerine çeken şirin Alaçatı, bugünde en çok turist çeken yerlerin başında gelmektedir.
Günümüzde adeta bir simge haline gelmiş olan Alaçatı evleri, farklı mimari yapıları ile sürekli gündemde kalmaktadır. Birçok tv dizilerine ev sahipliği yapmıştır. Rumlar zamanından bugüne kadar gelmiş olan Alaçatı evlerinin büyük bir bölümü son dönemde yapılmıştır. Tatil cenneti Çeşme’nin en gözde mekanı olan Alaçatı’nın bir simgesi haline gelen Yel Değirmenlerinin büyük bir bölümü turizme katkı sağlamak için restore edilmiş ve farklı mekanlar haline getirilerek hizmete sunulmuştur.

Bir Cevap Yazın