Aleksandr Puşkin kimdir?
Rusya’nın dünyaya hediye ettiği en ünlü ve değerli yazarlardan biridir. Hem şair hem yazar kimliğiyle tanınan Puşkin’in tam adı Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’dir. Birçokları tarafından Rus Edebiyatı’nın kurucusu olarak görülür.
1799-1837 yılları arasında yaşamış olan bu ünlü yazar, soylu bir ailenin ilk çocuğu olarak Moskova’da dünyaya gelmiştir. Çocukluğu, kültürlü bir anne-babanın gözetiminde, dönemin en ünlü şair ve yazarlarının sürekli gelip gittiği, yabancı eğitmenlerin etrafında dolaştığı bir ev ortamında geçmiştir. Küçük yaşta ileri düzeyde Fransızca öğrenen Puşkin, Fransızca şiirler ve komediler yazacak kadar ilerlemiştir.
Sanatla, kültürle iç içe yaşayan ve şaşalı, gösterişli bir hayatın merkezinde duran Puşkin’i etrafındaki sayısız şair ve yazardan daha çok dadısı Arita etkilemiştir. Kendisinden bütün Rus masallarını, Rus türkülerini dinleyen Puşkin bu yaşlı kadının anlattıklarını adetâ ruhuna işlemiştir.
Puşkin, yazı konusundaki yeteneğini ilk olarak yazdığı şiirlerle göstermiştir. On iki yaşındayken eğitim hayatına okulda devam etmiş ve okulun uyguladığı sıkı disiplin nedeniyle neredeyse dünyayla ilişkisi kesilmiştir. Bu ortam nedeniyle iyice şiire yoğunlaşan Puşkin, yazdıklarıyla pek çoklarının dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Genç şair bundan sonra, okul nedeniyle dünya hayatının zevklerine varamamanın acısını çıkartırcasına, eğlenceyle dolu bir hayat sürmeye başlamıştır.
Puşkin, tam bir özgürlükçüdür. Bu eğilimini açık ve net gösteren şiirleri, taşlamaları nedeniyle yazdıklarının çoğu yasaklansa da dilden dile yayılıp durmuş ve yazdıkları konuşuldukça ona karşı büyük bir hayranlık doğmuştur.
Bu hayranlığın temelinde, onun romantizm nedir bilmeyen, kuralcılık tanımayan, gerçeğin tam kalbinden kopup gelen eserleri vardır.
Yasaklanan eserler, sürgüne gönderilme, aşk skandalları, polis baskınları, nişanlılık derken çalkantılı bir hayat süren Puşkin’in takdir edilmesi gereken yönlerinden biri de yazmaktan hiç vazgeçmemesidir.
Güzelliğine vurulup aşık olduğu ve uzun süre bekledikten sonra elde edebildiği nişanlısına George Charles d’Anthès adında birinin kur yaptığını öğrenmesi Puşkin’i ölüme çeken ve yazı hayatını sonlandıracak bir gelişme olarak belirmiştir maalesef. Çünkü kendisinden çok daha hızlı bir nişancı olan bu adamı düelloya davet ederek korkusuzca ölüme yürümeyi seçmiştir. Düelloda yaralanan Puşkin, birkaç gün sonra, modern Rus Edebiyatı’nın oluşmasına büyük katkıları olmuş bir yazın adamı olarak hayata gözlerini yummuştur.
Kafkas Esiri, Yüzbaşının Kızı, Çingeneler, Maça Kızı, Bahçesaray Çeşmesi yazarın öne çıkan eserleridir.