Amasya Genelgesi nedir?

Mustafa Kemal Atatürk Havza’daki faaliyetlerinden dolayı kendisini geri çağıran Harbiye Nezareti’ne oyalayıcı cevaplar vererek 12 Haziran 1919 tarihinde Amasya’ya varmıştır. Halk Atatürk’ü büyük bir heyecan ve coşku ile karşılamıştır. Ali Fuat Paşa, Rauf Bey ve Refet Bele’nin de katılımı ile 14 Haziran’da kurulmuş olan Müdafa-i Hukuk Derneği bünyesinde Mustafa Kemal Paşa tarafından daha önceden hazırlanmış olan metnin üzerinde yapılmış olan çalışmalardan sonra Amasya Genelgesi (Tamimim) kabul edilmiştir.
amasya-genelgesi
Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri Cevat Abbas Bey tarafından kaleme alınmış olan metin Konya’da bulunan ordu müfettişi Cemal Paşa ile Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa’nın da onaylamasından sonra bir genelge ile 21-22 Haziran 1919 tarihinde bütün ilgililere duyuru yapıldı. Ayrıca o dönemde İstanbul’da bulunan bazı önemli şahıslara bu bildiri ile birlikte gönderilmiş olan mektuplar ile bağımsızlığımızın ulusun bağrından kopan güce dayanarak sağlanacağı, gösteri ve mitinglerin büyük hedefleri gerçekleştirmeye yetmeyeceği, kurtuluşun ancak ve ancak zararlı propagandaların durdurulması gerektiği bildirilmiştir.

Genelgenin hükümleri şöyledir:
1- Yurdun bütünlüğü, vatanın bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul hükümeti yabancı devletlerin etkisi altında bulunduğundan dolayı sorumluluklarını yerine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş tanıtıyor.
2- Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
3- Ulusun durumunu tespit etmek ve halkın sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir ulusal kuruluşun varlığı şarttır.
4- Bundan dolayı Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması karalaştırılmıştır.
5- Bu amaç ile bütün Osmanlı illerinin her livasından, parti anlaşmazlıkları göz önünde tutulmadan, yetenekli ve ulusun inancını kazanmış, üç kadar kişinin yola çıkarılması gerekmektedir. Her türlü ihtimale karşı bu ulusal bir sır olarak saklanacak, gerekli görülen yerlerde bu yolculuk gizli tutulacaktır.
6- Doğu illeri adına 10 temmuz 1919 tarihinde Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. Bu illerin Müdafaa-i Hukuk-i Milliye ve Redd-i İlhak derneklerinden seçilmiş olan üyeler zaten Erzurum’a doğru yola çıkarılmışlardır. Bunlar uygun görecekleri tarihte genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a hareket edeceklerdir.
7- Temsilciler Müdafaa-i Hukuk-i Milliye ve Redd-i İlhak dernekleri ve belediyeler tarafından seçilirler.
8- Bu derneklerin verecekleri telgrafların çekilmemesi yasağı reddedilecek haberleşmenin serbest bırakılması için gösteriler yapılacaktır.
9- Ulusal ve askeri örgütler hiçbir şekilde lağvedilemeyecek ve komuta devredilemeyecektir. Komutanlar işgal eylemlerini derhal birliklerine haber verecek, silah, cephane ve diğer araçlar biç bir surette elden çıkarılmayacaktır.
Genelgeye bu kararların uygulanmasıyla görevlendirilen sivil ve askeri görevlilerin isimleri de eklenmiştir.
Bu genelge ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılmış olan çok önemli bir adımdır. Türk ulusuna bu çağrının yapılmasının gerekçesini ve uygulanacak planı şu şekilde açıklamaktadır: vatan ve ulus tehlikededir. Hükümet önlem alamamaktadır. Şu durumda halk kendisini ve vatanını kurtarmak zorundadır.

Bu hedefe ulaşmak için ulusal dernekler ve belediyeler üyeler seçip toplanacak olan kongrelere göndermelidirler. Ulusal iradenin belireceği bu kongreler yeni bir devletin kurulmakta olduğunu göstermektedir. Çünkü ulusal irade padişah iradesinin yerine geçmekte, Padişah’ın bu tehlike karşısında uyulmasını emrettiği emirlere karşı çıkılmakta haberleşme yasağına karşı direnilmektedir. Şu durumda Amasya genelgesi hem ihtilalin neden ve programını, hem de ihtilalin başladığını gösteren bir belgedir.

Padişah iradesine karşı ayaklanma böylece başlamıştır. İstanbul’un Anadolu’ya bağımlı olduğu gönderilen mektuplarda dile getirilmiştir. Ordunun Amasya’da alınmış olan kararların uygulanması ile görevlendirilmesiyle orduda ihtilalin içerisinde yer almıştır. Bu faaliyetler İngiltere’nin baskısını artırmıştır. Mustafa Kemal İstanbul’dan gelen emirleri dinlemeyerek Erzurum’a hareket etmiştir.

Bir Cevap Yazın