Amfora nedir?
Milat öncesi dönemde dahi çömlek kullanılarak yapılan amforalar, zeytinyağından şaraba birçok farklı maddenin taşınması için yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Gövdesi geniş olmasına rağmen boyun kısmı daha dar olan amforaların en belirgin özelliği boyun bölgesinden sonra çömleğin dibe doğru daralmasıdır. İki tarafında da kulpu olan amforalar bu yapıları ile hem estetik açıdan farklı bir görsellik hem de kolay taşıma sebebiyle işlevsel bir kullanım sunmaktaydı. Eski Yunan medeniyeti tarafından birçok farklı çeşitte üretilen ve çok yaygın bir biçimde kullanılan amforalara “Yunan Çömleği” de denmektedir. Eski Yunanca “çift taraflı” manasına gelen amphi ile “taşımak” anlamındaki pherein tabirlerinin birleşmesinden oluşan amfora kelimesi, Akdeniz coğrafyasında var olmuş farklı medeniyetlerin diline de girmiştir.
Tek parçalı ve boyunlu olmak üzere iki genel biçimde üretilen Yunan Çömlekleri yani amforalar, M.Ö. 9. yüzyıl civarında kullanılmaya başlanmıştır. Boyunlu amforalar Akdeniz coğrafyasında M.Ö. 9. yüzyıl civarında kullanılmaya başlanırken, tek parçadan üretilen amforaların kullanımı yaklaşık olarak M.Ö. 7. yüzyıla rastlamaktadır. Tanrıça Athena için düzenlenen şenliklerde kullanılan amforalar zeytinyağı ile doldurulurdu. M.Ö. 6. yüzyıldan başlayarak 2. yüzyıla kadar sürdürülen Athena şenliklerinde kullanılan zeytinyağı amforaları siyah renklere boyanır ve üzerine çeşitli figürler yapılırdı. Panathenik amfora olarak bilinen bu şenlik amforaları, Eski Yunan medeniyetinin en önemli tanrılarından biri olan Athena onuruna yapılan şenliklerde önemli bir unsurdu.
Günümüze dek yapılan arkeolojik çalışmalar sayesinde farklı dönemlere ait birçok farklı amfora çeşidi bulunmuştur. Genel kullanımı açısından zeytinyağı ve şarap taşınması için üretilen amforalar ayrıca tahıl ve zeytin saklamak için de kullanılmıştır. Amforanın ağzının hava almayacak şekilde kapatılması ile bu çömlekler tahılların ve zeytin bozulmadan uzun süreli olarak saklanabilmesine olanak tanıdığından, yiyeceklerin depolanması için de önemli bir araç olarak görülmüştür. Daha sonraki dönemde bilhassa Romalılar tarafından çok sayıda üretilen amforalar, ülkenin farklı yerlerinde üretilen şarapların şehirlere taşınması ve burada uzun yıllar boyunca saklanması için kullanılmıştır. Attika Ölçüsü adı verilen bir standarda göre üretilen bu amforalar, yaklaşık olarak 39 litre hacme sahiptir.
Yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda amforaların anıt mezarlar için de önemli bir figür olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır. Ülkemizin de binlerce yıllık medeniyetler tarihine sahip olduğu düşünüldüğünde, Anadolu coğrafyasının birçok farklı amfora türüne ev sahipliği yapması şaşırtıcı değildir. Günümüzde Sinop ili içinde kalan coğrafya, özellikle Antik Dönemin en önemli amfora üretim merkezlerinden biriydi.