Ana duygularımız nelerdir?
Duygu, insan bedeninde ve ruhsal dünyasında hem psikolojik, hem de fizyolojik etkiler gerçekleştiren, çevresel uyaranlar sonucu oluşan değişimlere verilen isimdir.
Dört ana duygumuz bulunmaktadır:
- Öfke,
- Sevinç,
- Korku,
- Üzüntü.
Bu duyguların dışında birçok duygu daha mevcut olmakla beraber, psikoloji bilimi ana duyguların bu dördü olduğunu, diğer duyguların bunların birleşimi ya da türevi niteliğinde olduğunu ifade etmektedir.
Öfke; beklenmedik dış etkiler, karşılanmayan istekler gibi uyaranlara karşı oluşan tepkisel duyguya verilen isimdir. Öfkenin kendisi doğaldır. Doğal olmayan ve kabul görmesi de mümkün bulunmayan durum, öfke sonucu herhangi birşeye veya birine zarar verilmesidir. Bu olmadığı sürece öfke normal ve insani bir tepkidir. Kişiye korunma alanı oluşmasını sağlayan öfke duygusu; olumsuz sonuçlara dönüşmekten korunduğu sürece kişinin çıkarlarına hizmet eden, bazen motivasyon kaynağı teşkil edebilen bir duygudur.
Sevinç; bazı durumlarda ve koşullarda gerçekleşen tam memnuniyet halindeki duyguya verilen isimdir. Mutluluk ile aynı anlamda değildir. Zira, sevinç geçicidir ve anlık yaşanabilir. Mutluluk ise bir sürece yayılmış duruma verilen isimdir ve mutluluk bir duygu değil, bir durum tespitidir.
Korku; tehdit olarak algılanan ani etkiler, belirsizlik halinde yaşanan endişeler nedeni ile oluşan duyguya verilen isimdir. Korkular normaldir. Her insanın farklı durumlar karşısında korku yaşaması söz konusudur. Normal olarak kabul edilemeyecek durum korkuların kabul edilememesi ve kişide bir kaçışa sebebiyet vermesidir. Bu negatif sonucu oluşturmadığı sürece korku duygusu kişiyi tedbir almaya iten olumlu sonuçlar doğurması mıuhtemel bir duygudur.
Üzüntü; yaşanan kötü deneyimler nedeni ile kişinin kendisinin iyi hissetmemesidir. Her insan için üzüntü kaynağı olan farklı durumların olması mümkün iken, bazı durumlar herkes için üzüntü kaynağı anlamına gelebilmektedir; ölüm gibi. Üzüntü de tıpkı korku gibi, öfke gibi normaldir. Normal olarak kabul edilmesi mümkün olmayan durum üzüntünün kişinin kendisine ve etrafına zarar vermesine neden olan tepkiler doğurması ve üzüntünün makul karşılanamayacak kadar uzun sürmesidir.
Toplumda genel bir yaklaşım vardır: olumlu duygular ve olumsuz duygular diye bir ayrım yapmak şeklinde. Bu her ne kadar yaygın bir yaklaşım ise de doğru değildir. Zira, duyguların olumlu ya da olumsuz olması söz konusu değildir. Olumlu ya da olumsuz olarak nitelenebilecek olan durum duyguların kişide gerçekleştirdiği yansımadır; duyguların oluşturduğu sonuçlardır. Her duygu normaldir, bazen olumlu sonuçlar doğurur iyi tepkiler oluştururlar, bazen olumsuz sonuçlara neden olduklarından olumsuz tepkiler meydana getirirler. Bu nedenledir ki duygunun olumsuz olarak nitelenmesi hem doğru değildir, hem de mümkün değildir.
Duyguların olumsuz olması diye bir durum kabul edilmediğinden “olumsuz duyguların yönetilmesi/ kontrol edilmesi” şeklinde oluşabilecek başlıklar da kabul edilebilir değildir. Her türlü duygu karşısında yönetilmesi ve kontrol edilmesi gereken husus duygular karşısında verilen tepkilerin yönetilmesi ya da kontrol edilmesidir.