Anarşizm nedir?
Antik Yunanca “yöneticisiz” manasına gelen archos kelimesinden Avrupa dillerine geçen ve sonrasında da dilimize giren bir kelime olan anarşizm, geniş içerikli bir politik felsefeyi ve toplumsal destekle yürütülen faaliyetleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Toplumu oluşturan bireylerin hiyerarşi temelli tüm otoriteleri etkisiz hale getirmesi gerektiğini savunan anarşizm görüşü, bireyin her ne şartta olursa olsun tüm otorite biçimlerini kökten reddetmesi gerektiğini ifade eder. Üretim araçlarının bir kısmını ya da tamamını halklara değil de bir takım kişilerin tekeline vermemesi gerektiğini söyleyen anarşizm görüşü, bu doğrultuda üretim araçlarının halkın yönetiminde ve halka yarar sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğini belirtir. Anarşizm, üretim araçları dışında merkezi politik oluşumların tamamının da özel mülkiyetler ve ekonomik kurumlar yerine toplumun kontrol ettiği gönüllü etkileşim birimlerine ait olması gerektiğine dair pek çok farklı görüşe ev sahipliği yapmaktadır.
Anarşizm felsefesinin özünde; otonomi, özgürlük ve özyönetim olmak üzere üç temel unsur bulmaktadır. Anarşist görüşün savunduğu özyönetim modeli; işyerlerinin patronsuz olarak çalıştığı, herkesin belirli bir işi gerçekleştirmek için iş bölümü yaparak ortak katılım gösterdiği, işçi kooperatiflerinin ve konseylerinin etkin olduğu, organizasyonlarda karar alma yetkisinin bireylerin değil toplumun elinde olduğu bir sistemdir. 19. yüzyılın başlarında Fransız bir ekonomist olan Pierre Joseph Proudhon tarafından kapsamlı bir kuram haline dönüştürülen özyönetim modeli, sonraki yıllarda işçi sendikaları tarafından benimsendi. Günümüzde hala uluslararası bir organizasyon olan Dünya Sanayi İşçileri (Industrial Workers of The World, IWW) tarafından geliştirilmeye çalışılan özyönetim modeli, anarşizm felsefesinin de önemli unsurlarından biri olma özelliğini korumaktadır.
Anarşist düşüncenin önemli ayaklarından bir diğeri olan otonomi ise muhtariyet ya da özerklik olarak da isimlendirilir. Osmanlı Türkçesindeki muhtar sözcüğünden türeyen muhtariyet yani otonomi, hiyerarşik devlet yönetimlerini kökten reddeden ve merkezi örgüt yapısının gönüllü katılım esasına dayalı olduğu bir yönetim modelidir. Tamamen şeffaf yönetim esası üzerine kurulu olan bir merkezi yönetim iradesini ifade eden otonomi, gönüllü olarak yönetim birimlerinde görev yapan bireylerin tamamının tam şeffaf olmayı tercih etmesini gerektirmektedir. Genel olarak otonomi modelinin merkezi örgüt yapısının tam dayanışma ve düşünce birliği olarak herkesin katılım gösterebildiği bir yapı olduğu söylenmektedir. Anarşizm düşüncesinin bazıları için en önemli unsurlarından olan özgürlük ise her bireyin sosyal hayatında tam manasıyla bir özgürlüğe sahip olmasını ve yönetime dair her konuda düşüncelerini açıkça ifade edebilmesini ifade etmektedir. Bireylerin alınan kararlardan etkilenme derecelerine göre söz sahibi olduğu bir yapıyı savunan anarşizm kendi içinde; yeşil anarşizm, anarko sendikalizm, anarko komünizm, bireyci anarşizm, mutualizm ve kollektivist anarşizm gibi pek çok farklı kola ayrılmaktadır.