Anıtkabir nedir?
Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının bulunduğu anıt mezara verilen isimdir.
Ankara’nın eski adı Rasattepe olan Anıttepe adlı semtinde bulunan Anıtkabir, “müze” hüviyetinde bir bina olup, her yıl yerli yabancı birçok kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Anıtkabir 1973 yılından itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü’nün de naaşını muhafaza etmektedir.
Anıtkabir’in yapımına 9 Ekim 1944 tarihinde başlanmış olup, 1953 yılında bitirilmiştir. Bu tarihten önce Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı 21 Kasım 1938 tarihinde geçici olarak aktarıldığı Etnoğrafya Müzesi’nde bulunmaktaydı. Anıtkabir’in inşasının tamamlanmasının ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı 10 Kasım 1953 tarihinde edebi istirahatgahı olan Anıtkabir’e aktarılmıştır.
Anıtkabir’in mimari bir proje yarışması ile belirlenmiştir. İlk etapta sadece yabancı mimarlara açık olacağı belirtilen bu yarışma, halktan gelen yoğun protesto sonucu Türk mimarların da katılabileceği bir mimari proje yarışmasına dönüştürülmüştür. Bu yarışmanın jüri heyeti şu isimlerden oluşmakta idi:
- Prof. Paul Bonatz
- Prof. Ivan Tenghom
- Prof. Karoly Wickinger
- Prof. Arif Hikmet Holtay
- Yüksek Mimar Muhlis Sertel
- Mimar Muammer Çavuşoğlu.
Yirmisi Türk toplam 47 eserin katıldığı yarışma sonucunda üç esere ödül verilmesi kararı alındı. Bu üç ödülden ikisi yabancılara verildi. Bir tanesi ise İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Emin Halid Onat ve Doç Dr. Ahmet Orhan Arda’nın ortak eserine verildi. Ödüle değer üç eser olmakla birlikte Anıtkabir için kullanılması kararı dah uygun bir proje olduğu düşüncesi ile Türk eser lehinde alındı.
Anıtkabir inşası oldukça teferruatlı bir inşa takvimi ile gerçekleştirilmiştir. Dört evreye ayrılan inşa süreci kamulaştırma çalışmalarının yapılmasının ardından 9 Ekim 1944 tarihinde başlamış olup, son evrenin de bitimini takiben 1 Eylül 1953 tarhinde tamamlanmıştır.
Anıtkabir’de uygulanmış olan mimari, Türk mimarlık tarihinin 1940- 1950 yılları arasını kapsayan “II. Ulusal Mimarlık Dönemi” şeklinde isimlendirilen döneminin özelliklerini taşımaktadır. Bu dönemin öne çıkan unsurları, anıtsal yönün belirgin olması, simetrinin önemli olması, kesme taş kullanılması gibi özelliklerdir ve bu özelliklerin hepsi Anıtkabir’de görülmektedir. Bu özelliklere ilaveten süsleme detayında Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden örnekler de kullanılmıştır.
750 bin metrekarelik alanı kaplayan Anıtkabir’de iki ayrı kısım mevcuttur: Anıt Bloku kısmı ve Barış Parkı.
Anıt Bloku; 120 bin metrekarelik alan üzerinde yer almaktadır. Bu kısım da üç bölümden oluşmaktadır:
- Aslanlı Yol
- Tören Meydanı
- Mozole.
Barış Parkı ; dünyanın birçok ülkesinden ve Türkiye’nin birçok bölgesinden özel olarak getirilmiş fidanlarla donatılmış, evrensel bir hüviyet içeren bir parktır. Bu nedenle de, adının Barış Parkı olması oldukça uygun olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk Milletinin unutulmaz önderi Mustafa Kemal Atatürk, edebi istirahatgahı olan Anıtkabir’de her sene onu sevenlerle buluşmaktadır. Ata’yı tanıma ve görme şansı olmamış milyonlarca Türk genci ve Türk çocukları Ata’larının maneviyatına Anıtkabir’in atmosferinde bir nebze de olsa kavuşmaktadırlar.