Anti aging uygulamaları nelerdir?
Günümüzde dolgu tedavisinden botoksa, lazer tedavisine kadar cildin daha sağlıklı ve genç görünmesini sağlayan medikal estetik yöntemler vardır. Bu yöntemlerin hepsi alanında uzman olan kişilerce uygulanmalıdır. Anti aging uygulamaları farklı amaçlar için uygulanır. Bu uygulamaların içinde en fazla bilinenler;
- Vücudu zehirlerden arındıran detoks tedavisi
- Şelasyon tedavisi
- Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineral destekleri
- Antioksidanlar
- Hormonlar
- Yaşama pozitif bakmayı sağlayan yöntemler
- SPA, kaplıca talasoterapi
- Cilt ve yüz bakımını sağlayan kozmetik destekler
- Estetik cerrahi uygulamalar
Vücudun daha genç ve sağlıklı görünmesini hedefleyen bu gençleştirici etkideki yöntemler yani anti aging, uygulama yollarına ve etkilerine göre incelenebilir. Bu yöntemlerden bazısının cilt yapısını gençleştirici etkisi bulunmasa da, insanların gençlik hissi duymasını sağlamaktadır.
Anti aging uygulamaları
Botoks: Bu çoğunlukla üst yüzde 5-10 dakika kadar süren kısa süreli uygulamayla, en geç birkaç günde etkisini gösteren bir yöntemdir. Botoks uygulamasının etkisi yaklaşık olarak 4-6 ay kadar devam eder. Otuzlu yaşlardan başlayarak düzenli olarak tekrarlanırsa, mimik kasının aktivitesine bağlı olarak kırışıklıkların yerleşmesine engel olabilir. Kişi o zamanki takvim yaşından daha genç bir görünümde olur. İleri yaşlarda da başka yöntemlerle beraber kullanıldığında, başarılı sonuçlar alınır.
Dolgu: Bu yöntemin kalıcı olan ve süreli olan türleri vardır. Cildin yerçekimiyle gevşemiş yapısı, yüzde alt olukların doldurulması, üst yüzde yerleşik mimik çizgilerine hacim kazandırmak için uygulanan bir tedavidir.
Detoks uygulamaları: Bu uygulamalar vücudun zehirlerden arındırılması için yapılmaktadır. Detoks yapmayan vücut, her zaman kendini yorgun ve halsiz şekilde hisseder. İnsanlar arasında daima uyku sorunu olan, ağrıları müzmin bir şekilde bulunan kişiler vardır. Çevreyi kirleten kimyasallar ve endüstriyel atıklar vücudumuza da zarar verir. Bunlar bedenimize girerek zararlarına devam eder. Havadaki gaz, egzoz emisyonu, endüstriyel atıkların dışında vücudun zehirlenmesine neden olan başka etkenlerde vardır. Bunların içinde hormon verilip üretilen sebze ve meyveler, tarım ilacı atılan yiyecekler, beyaz şeker, un, yağ, alkol ve sigara gibi ürünlerdir. Özellikle kolalı içecekler şekerle üretildiği için sağlığa çok zararı bulunur.
Şelasyon tedavisi: Bu tedavi vücudun içinde birikmiş olan zehirli metalleri ve mineralleri atmak için uygulanır. Cıva, demir ve kadmiyum gibi ağır metaller bu tedaviyle bedenden atılabilir. Uygulama sırasında damardan etilen diamin tetra asetik asit verilir. Bununla birlikte genellikle B, C vitaminiyle, çinko ve magnezyum da verilir. Yapılacak işlem yaklaşık olarak 2-3 saat sürer ve haftada 2 kez uygulanır. Bazı durumlarda nadiren ağızdan ya da fitille uygulansa da, damardan verildiğinde daha a etkilidir. Bu uygulama damarların sertliğinin bağışıklığını kuvvetlendirerek, dokuların yenilenmesini engelleyen ağır metallerin vücuttan dışarıya atılmasını sağlar. Uygulamadan sonra kramplar iyileşir, hafıza berraklaşır ve diyabet yüzünden iyileşmeyen yaralarda düzelmeler olur. Ayrıca koroner damarlardan olan göğüs ağrıları ve yüksek tansiyonun etkileri iyi olur. Kalsiyum Şelasyon uygulaması damarların tekrar elastikiyet kazanması sağlanır. Bu tedaviden Alzheimer, parkinson ve MS hastaları da fayda görür.
Destek vitamin ve mineraller: İnsanların yaşamında bazı vitaminlerin mutlaka olması gerekmektedir. Bunlar A, B, C, D, E, K gibi vitaminler yer alır. Bunlar yağda ve suda eriyen vitamin türleridir. Bunlar doğal olarak alınmadığında, dışarıdan destekle vücuda alınması gerekir.
Antioksidan tedavisi: Vücudumuz enerji sağlamak için oksijene ihtiyaç duyar. Besinleri yakıp enerji elde eden oksijen, bu esnada serbest radikal adındaki maddeler açığa çıkar. Bu maddeler aynı egzoz gibi zehir içerir. Bu maddeler bir elektronu eksik bozuk yapılı oksijen molekülüdür. Bağışıklık sistemini zayıflatıp, damar ve eklem sorunlarına, enfeksiyon ve kanserlere sebep olabilirler. Çevresindeki dokulara saldırır ve dokuların görev yapmasına mani olurlar. İlk başta dikkat çekmeyen bu zararlar, zaman geçtikçe dikkat çekici hale gelir. Hastalıklar meydana gelmeye başlar. Bu iyice ilerlediğinde, insanlarda ölüm meydana gelir. Antioksidanlar ise serbest radikallerin zararlı etkisini kısmende olsa önler. Serbest radikallerin yapışmış olduğu dokuların yerine geçen antioksidanlar, dokuları kurtarmış olur.
Ozon terapisi: Bu yöntem sayesinde yaşam dolu dolu yaşanabilir. Yaşı ilerleyen kişilerde ozon terapisinin etkisiyle oksijen vücuttaki dokularda daha iyi kullanılır. Vücuttaki serbest radikallere karşı savaşan hücreler daha aktif hale gelir. Hücreler insanlar gibi solumaya ihtiyacı vardır. Her zaman yeterli düzeyde oksijene gereksinim duyarlar. Ayrıca ozon tedavisinin beyinde olan dolaşım bozukluğu üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır.