Antikor ve antijen nedir?
İnsan bedeninin mikro dünyadaki koruma kalkanı olarak tanımlanan bağışıklık sistemi, vücuda giren tüm maddeleri teker teker inceler ve organizmaya zararı dokunma potansiyeli olan yapıları belirler. Vücuda giren maddeler, evrendeki görünen diğer tüm maddeler gibi atomlardan ve moleküllerden oluşur. Bu nedenle bağışıklık sistemi hücreleri de nanometre boyutlarındaki dünyada karşılaştıkları tüm molekülleri inceler. İnsanoğlunun da dahil olduğu tüm çok hücreli organizmaların Glikoprotein yapısında var olan bu koruyucu moleküllere antikor, antikor moleküllerinin üretilmesine neden olan yabancı tüm molekül yapılarına ise antijen denir. Nükleik, yağ bazlı, karbonhidratlar ve büyük moleküllü proteinler vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi tarafından yapılan tarama sonucunda vücut için doğrudan ya da dolaylı bir tehdit olarak algılanırsa antikor üretimi başlar.
Vücuda dışardan giren ve antikor üretimine sebebiyet veren tüm yabancı moleküller antijen olarak adlandırılmaktadır. Bağışıklık sisteminin erken uyarı elemanı olan antikorlar, yabancı moleküller daha vücuda ciddi bir zarar vermeden sistemi uyararak tehlikeyi haber verir. Zarar veren etken kimyasal yapılardan korunma sağladığı için hayati derecede öneme sahip olan antikorların azalması ise hayati derecede önemli sorunlara yol açmaktadır. Bağışıklık sisteminin Bakterilerin yapısına giren antijenler yani yabancı moleküller, yaşamsal faaliyetlerin devamlılığı için büyük derecede öneme sahiptir. İnsan bedeninin herhangi bir hastalığa karşı göstereceği direnç, doğrudan antikor üretimiyle ilişkilidir. Hastalığın başlamasının engellenmesi, başladıktan sonra vücutta yaratacağı etki ve vücudun ne kadar süre içinde hastalığı atlatacağı gibi pek çok hayati derece önemli konu antikorlarla ilgilidir.
Hastalıklara karşı direnç kazanmayla ilişkili olan antikorlar aynı zamanda bazı hastalıklara bağışıklık kazanılması açından da önemlidir. Bedene giren ve kimyasal reaksiyonlara sebep olan tüm antijenleri ürettiği antikorlarla yok edebilen bir bağışıklık sistemi, kişinin de hastalıklara yakalanmadan sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilmesini sağlayacaktır. Hücre zarının en önemli yapı taşı olan Glikoprotein bileşenlerinden olan antikorlar, bağışıklık sisteminin verdiği talimat doğrultusunda üretilir. Bu şekilde zarar veren ya da verme potansiyeli bulunan moleküller erken aşamada yok edilebilmektedir. Organizmaya ait olan moleküllerle yabancı yapıları birbirinden ayıran antikorlar, insan bedeni için çok ciddi sonuçlara doğuracak pek çok mikro olayı engellemektedir.
Gün içinde kişi farkında olmasa da sürekli olarak tetikte olan bağışıklık sistemi, vücuda dışardan giren herhangi bir yabancı maddeyi antikorlar sayesinde etkisiz hale getirmektedir. Antikorlar ile antijenler arasında olan bu atom seviyesinde tepkimeler sonucunda bakteri ve virüs gibi mikroplarla savaşılmaktadır.