Antipati nedir?
Empati ile taban tabana zıt bir kavram olan antipati kavramı, modern psikolojinin yakından incelediği ve nedenlerini araştırdığı konuların başında gelir. Kişinin kendisini karşısındaki insanın yerine koyması olarak tanımlanan empatinin zıt anlamlısı olan antipati kelimesi, birçok farklı durumu tanımlamak için kullanılır. Davranışlardaki olumsuzluklar kadar negatif tutumlu düşünceleri de kapsayan bir kavram olan antipati, uzlaşmazlık halini korumaya yönelik bir davranış ve düşünce biçimidir. Sosyal bir varlık olarak yaratılan insanın günlük hayatta iletişim kurmak suretiyle anlaştığı insanlarla “uzlaşmasını sağlayan” empati yeteneğinin tamamen zıttı olan antipati, haksız yere karşıt bir tutum takınmaktadır.
İnsanların antipatik davranışları ve düşünce biçimleri üzerine günümüze dek pek çok araştırma yapılmış ve insanların neden bu tarz bir tutum takınma gayreti içine girdiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Eşgüdümlemeden tamamen uzak bir düşünce hali içine girilmesinin de ötesinde doğrudan iletişim kurulan kişinin düşünceleri ile 180 derece zıt bir görüş benimsenmesi, antipati odaklı düşüncenin temelini oluşturur. Kişinin iletişim kurduğu insanın davranışları ve düşünceleri ile zıtlık oluşturan bir tutum takınmasına neden olan antipati, böylece “uzlaşmazlık” durumunun oluşmasını sağlar. Antipatik davranış ve düşüncelerin mekaniği üzerine yapılan araştırmalar, antipatik kişilerin neden uzlaşmazlık hali içine girmeye çalıştığını anlamak üzerinedir.
Psikiyatri uzmanlarının da yakından ilgili olduğu bir konu olan antipati, kişinin sosyal yaşamını derinden etkileyen ve ilerleyen dönemde ciddi ruhsal sorunlara neden olabilecek bir sürecin başlamasına da neden olabilir. Antipati odaklı yapılan tüm fiiller terslik olarak da nitelendirilebilir çünkü kişinin davranışları doğrudan karşısındaki insan ile zıtlaşmak içindir. Tüm bu davranışsal bozuklukların ötesinde düşünsel manada da antipatik bir etkiden söz edilebilir. Antipatik kişi, ortada hiç bir rasyonel neden yokken yani haklı olabileceği herhangi bir durum bulunmamasına rağmen yalnızca zıtlık olsun diye karşısındaki kişinin düşüncelerinin yanlış olduğunu iddia edebilir. Karşısındaki kişinin haklı herhangi bir dayanağı olmadığı iddia etmek bazı durumlarda geçerli bir nedene sahip olabilirken, bazı durumlarda da geçerli nedenler olmamasına rağmen de antipatik bir tutum takınılabilir. Bu çerçevede kişinin haklı ya da haksız olmasının düşünce biçiminin antipatik olup olmamasını etkilememektedir.
İnsanlar birbirleri ile iletişim kurarken gerek kelimelerle gerekse de vücut dilleriyle belirli bir etki alanı oluşturur. Antipatinin temelinde yatan tutum ise, iletişim kurulan kişinin oluşturduğu etki alanına “karşıt bir etki alanı” oluşturma gayretidir. Karşısındaki insanın düşüncelerini ve davranışlarını anlamak yerine yalnızca zıt bir etki alanı oluşturmak için çabalayan kişi, antipatik tutumu ile “muhalefet etmeye yönelik” bir kimliğe bürünür. Antipatik kişi kendi düşünceleri ve davranışları için geçerli nedenler üretmeye çalışırken, karşı tarafından tutumu üzerinde düşünme gereği dahi duymaz.