Atatürk sanayi alanında neler yaptı?
Mustafa kemal Atatürk ülkemizin her açıdan kalkınması için Cumhuriyetin ilanıyla beraber büyük atılımları başlatmıştır. Amacı ülkemizi çağdaş muassır medeniyetler seviyesine çıkarmak Olan Mustafa Kemal iktisadi alanda ülkenin kalkınması için büyük bir çalışma başlattı. Kurtuluş Savaşından yeni çıkan halkın ekonomik gücü yetersiz olduğundan dolayı devlet desteği kaçınılmazdı. Mustafa kemal ilk olarak 1933 yılında Sovyet Rusya’dan sağlanmış olan sekiz milyon dolarlık kredi ile Nazilli ve Kayseri dokuma fabrikalarını kurdu. 1934 yılının hemen başında kabul edilen Birinci beş Yıllık kalkınma Planı çerçevesinde cam, kağıt, demir ve çelik gibi ağır sanayi fabrikalarının inşasına başlandı. 1925 yılında kurulmuş olan Sanayi ve Maadin bankası 1933 yılının haziran ayında Sümer Bank adıyla yeniden düzenlenerek söz konusu sanayi adımlarının gerçekleştirilmesini devlet bizzat üzerine almış ve hatta 5 Şubat 1937 yılında devletçilik ilkesi anayasamızın 2. Maddesine eklenmiştir.
Atatürk devletçilik ilkesi ile ekonomik hayata, özel teşebbüse ve devletin gelişmesine imkan tanımayı hedefliyordu. Nitekim 1935 yılı yaz mevsiminde İzmir Devletlerarası Fuarı’nda dönemin ekonomi bakanı Celal Bayar devletçilik ilkesinin Türkiye’nin ihtiyaçlarından ortaya çıktığı ifade etmiştir.O dönemde devletçiliğin anlamı ,kişilerin özel teşebbüslerini ve kişisel faaliyetlerini yapamadığı göz önünde bulundurularak devletin desteğinin sağlanması idi.Türkiye Cumhuriyeti Türk yurdunda yüzyıllardan beri ferdi ve özel teşebbüslerle gerçekleştirilememiş olan şeyleri bir an önce yapmak isteği ve görüldüğü gibi kısa bir zaman içerisinde yapmaya muvaffak oldu. Bu dönemde takip edilen yol Liberalizm’den oldukça farklı bir ekonomik sitemdir.
Mustafa Kemal ülkemizin gerçek durumunu daha iyi görebilmek için 1931 yılının sonlarına doğru yaklaşık 3 ay boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerine geziler düzenledi. Bu geziler neticesinde devletçilik ile ülkenin iktisadi kalkınmasının mümkün olacağına karar verdi. Yinelenen 1931 yılındaki seçimlerden sonra yayınladığı beyannamede Cumhuriyet Halk Partisi’nin devletçilik vasfını özellikle belirtmiştir.
Mümkün olduğu kadarı ile halkı az zaman içinde refaha ve memleketi mamuriyete ulaştırmak için milletin genel ve yüksek menfaatlerinin gerektirdiği işler ile bilhassa ekonomik alanda fiilen ilgilenmek ve faal kılmak gerekiyordu. Küçük esnaf, çiftçiler , işçiler, serbest meslek erbapları, sanayi erbapları, tüccar ve memurlar Türk camiasını temsil eden başlıca camialar idi. Çiftçilerimiz kredi, istihsal kooperatifleri gibi ekonomik teşekküllere mazhar etmek ve bu teşekkülleri hayata geçirmek gerekiyordu. Sanayicileri içinde bulundukları ekonomik sıkıntılardan kurtarmak milli menfaatler icabı zorunlu idi.
Ülkemin inkişafında fabrika, büyük arazi ve çiftlik sahiplerini faaliyetleri ekonomik açıdan büyük önem taşıyordu. İktisadi faaliyet içerisinde olan bütün sermaye sahipleri teşvik edilmeli ve korunmalıydı. Ülkenin menfaatlerini göz önünde bulundurarak bütün gayretleriyle görevlerini yapmaya çalışan memurlar her türlü refaha ve huzura layık görülmüştür. Mustafa Kemal ekonominin milletin hayatındaki rolünü çok iyi biliyordu. Çeşitli dönemlerde yapmış olduğu konuşmalarda bunu defalarca ifade etmiştir.
1929 ekonomik bunalımından sonra devletçiliğe yönelen ülkemiz özel girişimin 1923 yılından beri bir türlü gerçekleştiremediği sanayi hamlesini devlet gücüyle başarmak zorunda idi.
Elektrik, su, telefon işletmeleri ile Zonguldak Kömür işletmeleri ve demiryolları adeta yoktan var edilmiştir.
Devlet 1932 yılında Devlet Malzeme Ofisi ile Türkiye Sanayi ve Kredi Bankası’nı kurdu.1935 yılında Etibank kuruldu. Buna bağlı olarak Maden Tetkik Arama Enstitüsü oluşturuldu. Daha bunun gibi ülkemizi ekonomik olarak kalkındıracak bir çok sanayi hamlesi gerçekleştirildi.