Aya gidildi mi?
Soğuk Savaş döneminde ABD ile Sovyet Rusya arasında geçen gergin süreç, en çok da teknolojik anlamda her ülkenin de birbirlerine gövde gösterisi yapması şeklinde yaşanmıştır. Her iki süper gücün de birbirine teknolojik anlamda ne kadar üstün olduğunu göstermek istemesi en sonunda dünya sınırlarını aşarak, uzay macerasında bir adım önde yer alma yarışına dahi dönüşmüştür. Bunun da bir sonucu olarak Sovyet Rusya meşhur kozmonot “Yuri Gagarin”i uzaya göndererek, uzaya çıkan ilk insanın bir Rus olmasını sağlamıştır ki, Gagarin’in uzaya çıkıp çıkmadığı dahi tartışılan apayrı bir komplo teorisidir. ABD’nin geliştirdiği Apollo Projesi ile en yakın komşumuz aya insan göndereceğini duyurması, 40 yılı aşan bir süredir tartışılacak dünya tarihinin en büyük komplolarından biri için mükemmel bir senaryo malzemesi çıkarmıştır.
16 Temmuz 1969 tarihinde Neil Armstrong, Edwin Aldrin ve Michael Collins ile gerçekleşen ay yolculuğu uçuşu, üç ABD’li astronotun başarılı bir şekilde ay yüzeyine inmesi ve projenin başarıyla tamamlanmasının ardından ekibin dünyaya geri dönmesi ile sonuçlanmıştır. Daha sonra ABD Apollo 14, Apollo 15, Apollo 16 ve Apollo 17 görevleri ile aya çeşitli amaçlar için yolculuklar düzenlemiş olsa da 7 Aralık 1972 tarihindeki Apollo 17 uçuşu aya yapılan son yolculuk olmuştur. Neil Armstrong ve ekibinin gerçekten de aya gidip gitmediği tartışıladursun, Apollo 17 görevinden sonra insanoğlunun neden aya gitmekten vazgeçtiği dahi başlı başına bir tartışma konusu olmuştur.
Edwin Aldrin ve Neil Armstrong tarafından ay yüzeyindeyken çekilen resimler, “aya gidildi mi?” sorusunun sorulmasındaki en büyük nedenlerden biridir. Resimlerdeki ışık huzmelerinin geliş açısının yanlış olduğundan ünlü ABD bayrağının dalgalanmasına, bazı karelerde astronotların çok fazla ışık altında kalmasından uzay aracının iniş bölgesinde hiçbir toz hareketliliği olmayışına resimlerle ilgili birçok yön eleştirilmiştir. Ay yüzeyinde astronotların bıraktığı bir ayak izinin resmi ise, birden fazla ışık kaynağı olduğu ve gölgelerin çok farklı açılarla oluştuğu sebebiyle gerçekdışı olarak nitelendirilmiştir. ABD’nin aslında aya insanlı uçuş gerçekleştirmediği ve tüm bu görüntülerin özel olarak hazırlanmış bir stüdyoda çekildiği bugün dahi birçok bağımsız araştırmacının iddiaları arasında yer almaktadır.
Bilindiği üzere ay, görünen ve öteki yüzü olarak tabir edilen iki farklı bölgeye sahiptir. Ancak ayın karanlık yüzü ise “öteki yüz” olarak tabir edilen bölüm değildir. Zira ayın evreleri ile ilgili bir tabir olan görünen ve öteki yüz, “güneş ışınlarının hiçbir zaman aydınlatmadığı” ayın karanlık yüzü ile karıştırılmamalıdır. Ay ve dünyanın birbirleri arasındaki yörüngesel ve kütlesel çekim ilişkisi, ayın bir bölümünün dünya tarafından gözlemlenememesine sebebiyet vererek aslında bu yüzeyde insanlardan saklanan uzay merkezleri ya da uzaylıların kolonileri olduğu fikri uzun yıllardır dile getirilmiştir. ABD ve döneminde diğer süper gücü Sovyet Rusya gibi ülkelerin “astronomik” bütçeler ile aya insanlı ya da insansız uzay araçları gönderme nedeninin aslında ayın karanlık yüzünde olan ve insanlardan saklanan oluşumlar olduğu söylenir. Bu uzun yıllardır devam eden komplo teorilerini bilimsel manada destekleyecek herhangi bir rasyonel kanıtın olmaması, söylemlerin birer iddia olmaktan öteye gidememesine sebep olmuştur.