Baba ve çocuk ilişkisi nasıl olmalıdır?
Baba olmak kişiye doyum sağlayacak önemli bir tecrübedir. Bir erkeğin duygusal olarak aldığı başka bir ödül, çocuklarını bağımsız olana kadar yetiştirdiği dönemde aldığı haz kadar doyurucu olamaz. Annenin hamileliği ile başlayan babalık, deneyim, sevgi, sabır ve bilgilenmeyi gerektirir. Baba adayı doğumdan önce eşine destek olarak, gerginlikten uzak kalmasını sağlar, bebeğin gelişimini eşiyle birlikte takip eder. Doğum sonrasında çocukla duygusal ilişki kurabilesi için, babanın da fiziksel temas kurabilmesi gerekir. Beslenme ve oyun etkinliklerinde babanın da rolü olmalıdır. Baba bu dönemde;
- Anneyi mutlu etmeli ve ona yardımcı olabilmeli
- Otoriterinin kurulmasına, annenin çocuk için kurduğu düzenin sürdürülmesine
- Toplumla iletişim kurma, statü kazanma için gerekenlerin yapılmasını sağlamalıdır.
Annenin çalışmaması halinde baba dış dünyayla bağı oluşturmalı, aile dışındakileri şekillendirmeli yani toplumla aile arasındaki ilişkileri kuracak köprü olmalıdır. Bu yapılan çocuğun sosyal açıdan gelişmesine, özgüven kazanmasına yardımcı olacaktır. Çocuk babayı sevgi nesnesi gördüğü kadar, örnek alacağı kişi olarak görebilmelidir.
Babaların genellikle erkek çocuklarla daha erken dönemde özdeşleşmesi söz konusudur. Kız çocuk ve erkek çocuk sahibi babalar arasında belirgin denecek bir fark görülmüştür. Erkek çocuğu olan babaların çocuklarıyla yaptığı ortak faaliyetler arasında fiziksel oyunlar ve spor faaliyetleri bulunmaktadır. Özellikle futbol aralarındaki spor faaliyetlerin temelini oluşturur. Kız çocuklarında ise, akademik alanda yardım faaliyeti ile onlara destek olma çalışmalarını yaparlar. Babalar oyunların süresini bile erkek çocuklarda daha uzun tutarlar. Kızlarda şakalaşmak, kontrollü şekilde saldırganlığa izin verilmesi gibi oyunlar oynarken, erkek çocuklarda daha aktif oyunlar oynarlar.
Çocuk gelişiminde babaların daha kısa rol üstlenmesine rağmen, davranışları belirginse ve bunların arasında kesin çizgiler konulmuşsa, kız ve erkek çocuklar arasındaki davranış farklarını belirlemede ve bunları güçlendirmede anneden daha önemli bir konuma gelirler.
Okul öncesinde çocuk, anne ve babanın düşüncesini ve davranışını taklit eder, kendisine örnek alır. Bunları kendi içinde benimser, konuşmalarını, davranışlarını ve hareketlerini taklit etmeye çalışır. Yani çocuk anne ve babasının gözlüğüyle dış dünyayı görmeye çalışır. Bu çocuğun gelecekteki kişiliğini, duygu ve düşüncelerini direkt olarak etkiler. Bu nedenle anne ve babanın olumsuz olacak davranışları, çocuğun kişiliğinde olumsuz etkiler yapacaktır.
Araştırmalarda baba ve çocuk ilişkisinin, çocuktaki bilişsel gelişimi, okul başarısını önemli oranda etkilediği tespit edilmiştir. Babayla nitelikli ve yakın bir ilişki kurabilen çocuklar, okul başarılarında, bilimsel gelişimlerinde olumlu etkiler almaktadır. Babanın olmaması, ilgisiz olması çocukta ruh ve beden sağlığını etkileyecek önemli bir unsurdur. Bu durum çocuktaki davranış bozukluklarının önemli bir sebebi olabilir. Babanın çok çalışmak zorunda olması gibi etkenlerde, çocukla ilgilenmesi azalmaktadır. Çünkü baba boş vakitlerini kendi uğraşlarına ayırabilmektedir. Böyle olunca aralarında olan iletişim giderek azalmakta ve kopmaktadır. Bu ailelerde çocukların sosyal gelişimi etkilenmekte, erkek çocuklarda genellikle cinsel kimlik karmaşası yaratabilmektedir. Çocuk daha fazla anneyle vakit geçirdiğinden, zamanla onunla özdeşleşmekte ve kendine model olarak anneyi almaktadır.
Babaya düşen görev çocuğun büyümesinde ve gelişiminde anne gibi eşit sorumluluğa sahip olduğunu bilmesidir. Boş vakitlerinde çocuklarıyla ilgilenmeli, onlarla paylaşacağı uğraşları olmalıdır. Önemli olan çocuk ve baba arasındaki etkileşimin kalitesidir. Burada babanın çocuklarına ayıracağı süre ikinci plandadır. Çocuklarıyla sohbet edebilen bir baba, onların özgüvenli, huzurlu olmalarını sağlayabilir. Erken gelişim döneminde çocuklarıyla kucaklaşan, tensel temas kurabilen babalar, onların okul başarıları için, olumlu etkiler yapar. Babanın anneden ayrılması halinde, düzenli olarak çocuğunu görmesi, ilgi göstermesi, onunla oyun oynaması ve evin dışında ortak ilgi alanlarının oluşturulması önemlidir. Baba öldüyse, ailede baba yerine geçebilecek amca, dede, dayı gibi kişilerin model rolünü üstlenebilmesi önemlidir. Babanın ailede güven olarak değerlendirilmesi nedeniyle, yokluğu çocukların korku içinde olmasına, güvensizlik çekmesine neden olur. Babalarıyla iyi ilişkiler kuran çocuklar, en güvenli olanlardır.