Balık çiftliklerinde balıklar nasıl yetiştirilir?
Günümüzde oldukça popüler olan balık çiftlikleri, önemli bir sektör haline gelmiştir. Bu balık çiftlerindeki balıkların nereden geldiği, balıkların nasıl yetiştirildiği, nelerle beslendiği konusuna değinmek istedik. Avrupa ülkelerinde 1970’li yıllarda yaygınlaşan balık çiftlikleri, ülkemize 1980’li yıllarda girmiştir. Su ürünleri alanında üretilen levrek ve çipura balıkların hepsi doğadan izole edilen kapalı devre sistemle çalışan kuluçkahanelerde üretilir. 1-5 kg ağırlığında olan anaç balıklar doğadan toplanmakta ve yapay alana adapte edilmektedir.
Anaç balıklar ışık, sıcaklık, beslenme, tuzluluk gibi unsurların uygun olduğu ortamda üreme olgunluğunda olduklarından yumurta vermektedir. 1 kg ağırlığında olan anaç balıktan elde edilen yumurta yaklaşık 350 bin adettir. 1 mm çapında olan her bir yumurtanın, bir arda olduklarında bir milyon âdeti 1 kg kadardır. Yumurtalar su yüzeyinden toplanmakta ve inkübatör lerde inkübe edilmektedir. Yumurtalar 3 günde açılır, yavrularda ilk 3 günde kendi besin keselerinden beslenir. Bundan sonra canlı yem denilen planktonik organizmalar yavrulara verilir. Bunlarda omega 3 ile omega 6 asitleri ve amino asitler zengin olduğundan, yavrular hızlı bir şekilde büyür. Yavrulara 25-30 günden itibaren fabrikasyon yem verilir. 3 ay kadar sonra 2 kg ağırlığa ulaşmış olan yavrular, tanklardan alınarak kafeslere taşınır.
Yavru balıklara verilen fabrikasyon yemlerin içeriği
Fabrikasyon yemlerin içeriğinde % 40-50 oranında balık unu ile % 10 oranında balık yağı bulunmaktadır. Düşük değeri olan, ekonomik olmayan hamsi, çaça gibi balıklar balık unu fabrikasında un haline getirilmekte ve yağ elde edilmektedir. Balık unu ülkemizde yeterli olmadığında, bu Latin Amerika ülkelerinden ithal edilir. Genellikle okyanustan avlanmış sardalya, ringa gibi balıklardan elde edilen un, yem sanayinde kullanılır. Yemlerdeki diğer içerik ise, bitkisel hammaddedir. Soya küspesi gibi, diğer bakliyat unları tercih edilir.
Balık yeminde hormon kullanılır mı?
Hormonlar canlı büyümesine etki etmekte, belirli bir çalışma sıcaklığına ihtiyaç duymaktadırlar. Bunların yapay olarak üretilmesi mümkün olmaz. Hormonlar canlı vücudunda aktif olmaktadır. Balıkların vücutları ise, inek, tavuk, koyun gibi canlılarda olduğu gibi sabit olmaz. Suyun sıcaklığına göre balıkların vücut ısısı değişir. Yani balıkların hormon mekanizması diğer kara canlılarına göre farklı olur. İnsanlar ve kara canlıları için üretilen hormonlar, benzeri canlılardan üretilir. Bu nedenle balıklarda işe yaramaz. Balıklar için kullanılacak hormonun balıktan elde edilmesi gerekir. Bu ise maliyeti yükselten bir etkendir. Hormonlar bu şekilde üretilse bile, aktive olması konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Balık yemlerinde bu nedenle asla hormon kullanılmaz.
Balıklar antibiyotikle beslenir mi?
Kesinlikle hayır. Antibiyotikler zaten bir besin değildir. İnsanlar hastalandığında belli süreyle yani 7-10 gün kadar antibiyotik kullanarak iyileşmeye çalışırlar. Balıklarda aynı hasta oldukları zaman antibiyotik verilir. Balıkların beslenmesinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Hasta olduklarında sadece birkaç gün antibiyotik tedavisi uygulanır. Bu balıklarda 2 ay süreyle satışa sunulmaz. Bunun böyle olması gereği yasalarda da belirtilmiştir. Balıklardaki antibiyotik kullanımı reçeteye bağlanmış ve bakanlığın ilgili kurumları bunu kontrol etmektedir. Bakanlık yetkilileri balıkların satışa sunulmasından önce havuzlardan rastgele balıkları alarak laboratuvarda kontrol etmektedir. Eğer antibiyotik kalıntısı yoksa balıkların satışına izin verilir.
Balık çiftliklerinde yetiştirilen balıklarda tamamen doğal besinlerden oluşan yemler kullanılır. Ancak balık unuyla elde edilen yemlerdeki stokların azalması, balık unu maliyetlerinin artması bu sektördeki en büyük sorunlardan biridir. Günümüzde buna çare olmak için, bitkisel kökenli balık yemi üzerinde bazı çalışmalar yapılmaktadır. Bunda başarı elde edilebilirse, balık üretimi için balıkların kullanılması gerekmeyecektir. Balık çiftliklerindeki balıklar doğal yemlerle beslenmekte olduğundan, herkes bu balıkları güvenle tüketebilir.