Bayram namazının önemi nedir?

Müslümanların dini olarak, cuma dışında iki büyük bay¬ramı vardır: Fıtr ve Azha… Birincisi, Ramazan Bayramına, ikinci¬si ise Kurban Bayramına delalet etmektedir. Bu iki bayramda cumadan farklı olarak bir kaynaşma, selamlaşma, tebrikleşme ve fakirlere yardım elini uzat¬ma; dostları ve yaşlıları ziyaret etme görülür. Böylece küçüklerin, fakirlerin, muhtaçların daha çok sevindirildiği; büyüklerin saygıyla ziyaret edildiği bu günlerin dinimizde önemi çok büyüktür.
bayram-namazı
Resûlüllah Efendimiz Hz. Muhammed, Medine-i Münevvere’ye teşrif buyurduklarında, ahalinin yılda iki bayram günleri olduğunu anlayınca, “Allah Teâla size o iki bayram günlerine bedel, onlardan daha hayırlı iki bayram günü ihsân etmiştir” buyurmuş; ve o günlerin Ramazan-ı şerîf bayramı ile Kurban bayramı günleri olduğunu belirtmiştir.
Dinimize göre kendilerine Cuma namazı farz olan kimselere, Ramazan ve Kurban bayramı namazları da vâcib kılınmıştır. Cuma namazı için gerekli olan bütün şartlar, Bayram namazları için de gereklidir. Bayram için hutbe sünnettir ve namazdan hemen sonradır. Hutbe okunmasa da Bayram namazı sahihtir. Ancak sünnet terk edilmiş olur. Şâfiîler için Bayram namazları sünnet-i müekkededir. Bir başka görüşe göre de farz-ı kifâyedir. Ve İslâmî şeâirdendir. Cemaatle kılınması efdaldir. Yalnız başına hutbesiz olarak da kılınabilir.

Bayram namazları ikişer rekat olup ve cemaat ile birlikte kılınır. Bayram namazının ezan ve kameti yoktur. Güneşin doğuşundan 50 dakika kadar geçtikten sonraki zaman bayram namazının vakti olarak belirlenir. Vakit girince cemaat saf olarak: “Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmaya, uydum imama” diyerek niyet eder. İmam da namazı kıldırmaya niyet eder. Allahü Ekber diyerek tekbir alır ve namaza durur. Cemaat tekbir alarak namaza durur. Bu iftitah tekbiridir. Ve her namazda vardır. İftitah tekbirleri alındıktan sonra herkes içinden Sübhâneke’yi okur. Sonra imam biraz fasıla ile, birbiri ardı sıra ellerini kulaklarına kaldırıp açıktan üç kere tekbir alır. Cemaat de öyle yapar. Birinci ve ikinci tekbirlerde eller yanlara salınır. Üçüncü tekbirden sonra göbeğin altına bağlanır. Bu tekbirlere zevâid tekbirleri adı verilir. Zevâid tekbirleri vâcibtir. Bundan sonra imam içinden Eûzü – Besmele çeker ve sesli olarak Fâtiha ve bir sure okur. Sonra rüku ve secdeye gidilir. İkinci rekata kalkılır. İkinci rekatta imam içinden besmele çekerek yine Fâtiha ve bir sure’yi sesli olarak okur. Sure bitince birinci rekatta olduğu gibi eller kulaklara götürülerek üç kere tekbir alınır. Bunlara da zevâid tekbirleri adı verilir. Üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmadan tekrar Allahü Ekber denilerek rükû’a gidilir. Bu dördüncü tekbir, rükû’a eğilirken söylenen tekbirdir. Rükudan sonra secde yapılır. Tahiyyât, salâvat ve dualar okunarak selâm verilir. Böylece bayram namazı kılınmış olur.

Namazdan sonra imam minbere çıkarak ayakta bayram hutbesine başlar. Aynen Cuma hutbesinde olduğu gibi iki hutbe okur. Ancak bayram hutbelerine tekbir ile başlanmaktadır. Cemaat bu tekbirlere hafifçe katılır. Kurban bayramı namazını acele kılmak, Ramazan bayramı namazını ise biraz daha geciktirmek müstehabdır. Hutbede bayramın öneminden bahsedilir. Kurban bayramında ise genel olarak kurban hükümlerinde bahsedilir. Hutbeden sonra dua yapılarak cemaat dağılır.

Şüphesiz ki Müslümanların en hayırlı ve neşeli günlerinden ikisi de kurban bayramı ve ramazan bayramıdır. Onlar bu güzel günleri için neşelenirler, temizlenirler, güzel elbiselerini giyerler, güzel kokular sürünürler, büyüklerini ziyaret ederler ve dargın olduğu kimselerle barışırlar.

Enes (r.a) den yapılan rivayete göre, şöyle demiştir: “Rasulüllah Efendimiz Hz. Muhammed fıtr (ramazan bayramı) günü birkaç hurma yemeden (kalkıp sabah ve bayram na¬mazına) gitmezdi. Aynı zamanda hurmadan da tek sayıya dikkat ederek (yani ya bir, ya üç, ya da beş tane yerdi).”

Ramazan bayramında namaza çıkmadan önce bir şey yemek ve yenilecek şeyin tek sayıda tutulmasına dikkat etmek, dişleri misvaklamak, gusletmek (banyo yapmak), güzel koku sürünmek ve temiz güzel elbise giyinmek müstehabdır.

Bir Cevap Yazın