Belgrad ve gezilecek yerleri neresidir?
Belgrad Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuştur. Sırbistan’ın hem başkenti, hem de en büyük şehridir. Burası aynı zamanda Güneydoğu Avrupa bölgesinin en büyük kentlerindendir. Belgrad kelime anlamı gibi tam bir Beyaz Şehirdir. Avrupa’daki en iyi kültürlerden olan Vinça Kültürünün doğduğu yerdir. Belgrad tarihinde Osmanlılar da dâhil olmak üzere pek çok medeniyete yerleşim yeri olmuştur. İstanbul ve Atina’nın ardından Avrupa’daki en eski şehirlerden birisi olan Belgrad, sahip olduğu tarihi yapısıyla görülmeye değer güzelliklere sahip olan bir bölgedir. Yapılan araştırmalar bu bölgedeki yerleşimin MÖ. 5. Yüzyıla kadar indiği yönündedir. Şehrin adeta Avrupa’nın da eğlence yeri haline gelmesi, gün geçtikçe bölgede turizm açısından da ön plana çıkmasına katkı yapmıştır. Yıl içinde düzenlenen çok sayıda festivaller de dünyaya adını duyurmasında etkili olmuştur. Tarihte çok defa yıkılmasına rağmen, şehir yeniden inşa edilmiş ve günümüze kadar çok sayıda eserle gelmiştir. Şehir mimari yapısı olan, tipik Orta Avrupa kenti görüntüsüyle ilgi çekmektedir.
Bölge Sava ve Tuna nehirleri boyunca ovalarla kaplı olduğundan, düzlük yapısıyla dikkat çekmektedir. Yıl boyunca dört mevsim yağış alan bölge, kısmen karasal bir iklim kuşağında yer almaktadır. Toplamda 16 nehir adasına sahip olan şehirde, kuşların doğal yaşam alanı olan Büyük Savaş Adası ile Küçük Savaş Adası doğa koruma alanı içine alınmıştır. Bu şehre gidenlerin gezmesi gereken yerleri değerlendirmek gerekirse;
KALEMEGDAN KALESİ VE PARKI: Bu kalenin ana giriş kapısı olan İstanbul Kapısı, Osmanlı döneminin mimari özelliklerini taşır. İçeride yer alan Zindan Kapısı ise, burada Tuna nehrinin ihtişamıyla güzel bir manzaraya sahiptir. Kalenin çevresinde yer alan parkta, dikkatinizi çekecek olan Sırbistan’ın bağımsızlığını ifade eden, bir elinde kılıç bulunan, diğerinde ise şahin bulunan Victor anıtı oldukça ihtişamlıdır. Parkın içinde yer alan tenis kortları, yürüyüş alanları, restoranlar ve kafeler bu şehirdeki tatilinize ayrı bir renk katar.
AZİZ SAVA KATEDRALİ: Şehirde başpiskopos Sava’nın gömüldüğü alana inşa edilen katedral Sırbistan’daki en büyük, Avrupa’daki 10. büyük katedraldir. Her sene pek çok dini kutlamanın yapıldığı bu katedral 10.000 kişilik kapasitesiyle ziyaretçilerine hizmet verir.
YÜKSELİŞ KİLİSESİ: Admirala Geprata caddesinde yer alan bu kilise, 1863 yılında halkın yaptığı bağışlarla yapılmıştır. Romantizm akımının etkilerini taşıyan kilisenin içinde, İkonalar, altın kalıntıları, eski dönemlerden kalan kitaplar ve 19. yüzyıldan kalan çok sayıda eser bulunmaktadır. Çanları ile bölgede ün yapmış olan bu kilisede, Belgrad prensliğinin özerkliği yine çanlarla ilan edilmiştir.
KNEZ MİHAİLOVA CADDESİ: Eski bir yerleşim bölgesi olan bu cadde, mağazalarıyla, eski yapılarıyla ve burada bulunan kafeleriyle gezmenize değecek bir yerdir. Roma ve Osmanlı döneminin mimari özelliklerini taşıyan eserler oldukça fazla yer almaktadır. Prens Mihailo heykeli ise, adeta bu caddenin sembolü haline gelmiştir. Ayrıca burası alışveriş merkezi olarak ta herkes tarafından tercih edilmektedir.
ULUSAL MÜZE: Şehrin belki de en önemli müzesi denilebilecek olan müzede 34 farklı koleksiyon ve çok sayıda tarihi eser bulunmaktadır. Müzede yer alan en önemli eser, 12.yüzyıldan kalan Sırp tarihi için oldukça önemli bir tarihi eser kabul edilen Miroslav İncil’idir.
CUMHURİYET MEYDANI: Şehirdeki merkezi konumda bulunan meydanda, Sırbistan Ulusal Parlamentosu, Prens Mihailo heykeli ve Posta Merkezi gibi çok sayıda önemli yapıya evsahipliği yapmaktadır. Daha önceden tramvay istasyonu ve Kızıl Ordu mensuplarını anma yeri olarak kullanılmış olan bu meydan, binaların sırayla yapılmasıyla meydana getirilmiş.
KRALİYET SARAYI VE BEYAZ SARAY: Dedinjie’de yer alan bu binalar, eklektik mimariyle yapılmış olup, muhteşem manzarasıyla bilinmektedir. Kraliyet sarayı içindeki kameriyeleri, köşkleri ve havuzları ile gezenlerin çok ilgisini çekmektedir. Barok ve Rönesans stilinin karışımı olarak yapılmış olan eşsiz bir eserdir. Beyaz Saray klasik mimaride yapılan bir eserdir. İçerisindeki kitap koleksiyonu ve kilise gerçekten görülmeye değer güzelliktedir.
SIRBİSTAN TARİHİ MÜZESİ: Müzenin içinde Orta Çağ ve daha sonraki dönemlerden kalan eserler kategorilere ayrılmış ve bu şekilde sergilenmektedir. Tarihte burası Prens Milos’un evi olarak kullanılmıştır. İçindeki koleksiyonları çok geniş olan müze, aynı zamanda Sırbistan içinde çok önemlidir.
KUTSAL BAŞMELEK MİCHAEL KATEDRALİ: Burası ünlü heykeltıraş Dimitrije tarafından yapılmış ve Baş melek Michael’e ithaf edilmiştir. Eser Sırp sanatını çok güzel şekilde anlatmakta, ikonaları ve altın işlemeleri ile göz doldurmaktadır.
ESKİ SARAY (STARİ DVOR): Burası ihtişamlı görüntüsünü karyalid heykelleri ve Doric sütunlarına borçludur. Gerçekten farklı bir yapıya sahiptir. İçinde bulunan Kırmızı salon, Sarı salon ve Tören salon görülmesi gereken önemli yerlerindendir. Çok sayıda ünlü sanatçının eserlerinin bulunduğu bu saray, Belgrad Kent Meclisine hizmet binası olarak kullanılır.
YENİ SARAY (NOVİ DVOR): 1.Dünya Savaşının ardından yeni mimari yapıda yapılmış olan saray, özellikle iç tasarımının güzelliği ile herkesin ilgisini çeker. Günümüzde bu saray Sırbistan Cumhurbaşkanı tarafından ofis olarak kullanılır.
TİTO ANIT MEZARI VE YUGOSLAVYA TARİHİ MÜZESİ: Dedinjie bölgesinde bulunan bu müze, Yugoslavya’nın tarihine ışık tutmaktadır. Devlet Başkanı Tito’dan izler taşıyan müzede yaklaşık olarak 200.000 eser bulunmaktadır.
AVALA: Avala Dağının eteklerinde bulunan alan dinlenmek için ve tarihi mekânları görebilmek için tercih edilmektedir. İçindeki anıtları ve doğal güzellikleri oldukça ilgi çekmektedir. Yörede bulunan İsimsiz Kahraman Anıtı ise, 1.Dünya Savaşında ölen bir askerin temsil edilmesi için yapılmıştır. Tüm dünyada adı olmayan bir savaş kahramanı için dikilen tek anıt olarak ilgi çeken bir eserdir. Yanında yer alan Rusya Gazileri Anıtı ise, uçak kazasında ölmüş olan Rus askerler adına inşa edilmiştir. Yine bu bölgede bulunan Avala Kulesi, aynı zamanda Balkanların en yüksek kulesi olmasıyla bilinir.
SOPOT BÖLGESİ VE KOSMAJ DAĞI: Şehre elli km uzaklıktaki Sopot ve Kosmaj Dağı doğal güzellikleri içine alan bir yerdir. Despot Kral Stefan’ın ayağını kırması ve yardım istediği bölge olmasıyla bilinir. Buraya gelen ziyaretçiler kralın gezdiği yerleri görmeyi çok istemektedir. Bölgedeki Pavlovac manastırı, Kleopatra çeşmesi ile su değirmeni gezilecek yerler arasındadır.