Bilinçli tarım nasıl yapılır?
Ülkemizde maalesef hala geleneksel tarım yapılmaktadır. Bu sebepten dolayıdır ki istenilen verim elde edilememektedir. Özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde geleneksel tarımın hala daha baskın olduğunu söyleyebiliriz.
Tarım ve Gıda Bakanlığı son dönemlerde teşviklerle çiftçilere yol göstermeye çalışmaktadır. Bu anlamda Tarım il ve ilçe müdürlüklerine önemli görevler yüklemektedir.
İlaçlama ve gübreleme konusunda çiftçilerimizin yeterince bilinçli davranmadığını hepimizi biliyor. Hangi toprakta ve hangi üründe ne tür gübre kullanılmalı, hangi dönemlerde hangi ilaçlar kullanılmalı bunu çok fazla bilmedikleri elde edilen verimlerden anlaşılmaktadır.
Bütün bu bilinçsiz tarım anlayışına rağmen, ülkemiz yıllık ortalama üretimi açısından bakıldığında fındık, incir, kayısı, kiraz, ayva ve narda dünyada ilk sıralarda bulunuyor. Salatalıkta ve karpuzda ise dünya ikincisi, domates, patlıcan ve yeşil biberde de dünya üçüncü olarak yer almaktadır.
Tarım ilaçlarının doğru zamanda ve doğdu bir biçimde kullanımı için çiftçilerin eğitilmesi, periyodik denetimlerin yapılması ve ürünlerin tüketiciye ulaşmadan önce laboratuar testlerinden geçmesi bir mecburiyet haline getirmelidir. Bitkilerdeki ilaç kalıntısı, kullanılan ilacın cinsine, ilacın ayrışma süresine, çevre koşullarına, ilacın veriliş tarihi, bitkinin türü ile hasat zamanı arasındaki süreye bağlı olarak farklılık gösteriyor. Kabul edilebilir miktarlardaki kalıntılar ülkeden ülkeye de değişiklik gösteriyor.
Ülkemizde sık sık yapılan bir diğer önemli hata da ilaçların karıştırılarak uygulanmasıdır. Bu esnada kalıntı süresi uzun ve kısa ilaçlar birbirine karışıyor. Sürekli ve ölçüsüz, bir şekilde zamanı iyi hesaplanmadan yapılan ilaçlama, tarım zararlılarının da daha çok direnç kazanmasına sebep oluyor. Böylece zirai mücadele de ülkemiz çiftçileri başarısız oluyor.
Türkiye’de sebze-meyve üretimine hakim olan işletme yapısı küçük üretimdir. Küçük üretim, her ne kadar üretimin tabana yaygınlaştırılması ve küçük üreticiliğin geliri yüksek üretim türlerine yönlendirilmesi açısından olumlu özellikler taşısa da teknolojinin geliştirilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, bilinçli ve yüksek hijyenik şartlara uyumlu üretimin gerçekleştirilmesi açısından dezavantajlar içermektedir.
-Ülkemizdeki işletmelerin genel olarak küçük ölçekli olması üretim maliyetlerini oldukça yükseltmekte ve yeni teknolojileri takip etmelerini daha da zorlaştırmaktadır. Ayrıca ülkemizde üretici ve ihracatçıların yeterli örgütlenmeye sahip olduklarını söylemekte oldukça güçtür.En önemli hususlardan biride kaliteli tohumluk, fide ve fidan kullanımının bütün çabalara rağmen yaygın hale getirilmemesidir. Toprak analizi konusu zaten hiç önemsenmeyen bu yüzden bilinçsiz gübre kullanımının yapıldığı görülmektedir. Üretimde mevcut olan kimyasal ilaç kalıntısı ve depolamadan kaynaklanan toksinlerin bulunması ihracatta olumsuz bir etki yaratmaktadır.
Çiftçilerimize özellikle köyde ikamet eden ve şehirler bağlantısı olmayan çiftçilerimize tarım müdürlükleri dönemler halinde bilgilendirme toplantıları yapmalıdırlar. Gerekli örnek uygulamalar ile verimi artırmaya çalışmalıdırlar. Denetimler yaparak geri dönütü almalıdırlar. Kaliteli tohum konusunda destekleme sağlamalı, toprak analizlerini yapmayı zorunlu hale getirmelidirler.