Bitkiler kuraklığa karşı nasıl korunur?
Çevre koşulları ve iklim bitkilerin gelişmesi için uygun ortam yaratırken, onların hayatta kalmasını zorlaştıran etkiler de yapabilir. Aynı insanların sıkıntı anlarında strese girmesi gibi bitkilerde yaşamalarını zorlaştıran doğa koşullarına karşı fizyolojik olarak strese girebilirler. Bu çevresel etkilerden ya da biyolojik etkenlerin birlikte ya da ayrı ayrı bitkinin fizyolojisinde değişimlere neden olmasıyla yaşanır. Bu stres yaratan etkenler içinde hastalığa neden olan organizmalar, kuraklık, yüksek sıcaklık, tuzluluk oranı, don gibi koşullar bulunabilir. Bitkilerin birbirine yakınlıktan kaynaklanan stres türleri de vardır. Ayrıca ışıklandırma, gölge, yükseklik, toprağın içindeki su, mineral eksikliği ya da fazlalığı gibi etkenlerden kaynaklanan streslerde bulunmaktadır.
Dünyada bitki yetişen bölgelerin dağılımına bakıldığında, kuraklığın neden olduğu stresin diğer etkenlere göre streste daha fazla etkili olduğu belirlenmiştir. Doğa bitkilere büyüme ve verim konusunda, kuraklığa karşı oluşan stresle mücadele edebilmek için fizyolojik, moleküler ve biyo kimyevi derecede uyum mekanizması vermiştir. Kuraklık yağmurun uzun zaman yağmaması ifadesiyle açıklanan meteorolojik bir terimdir.
Kuraklığın neden olduğu su kaybının bitkiler üzerinde olan doğrudan tesirleri, bitkinin dokularındaki pörsüme, hücre uzaması, bölünmede yavaşlamada ya da durma, metabolik faaliyetlerin azalarak durma seviyesine gelmesi ve mekanik bozulmalarının meydana gelmesi şeklinde olur.
Kuraklığın bitkiler üzerindeki dolaylı etkileri ise, gözeneklerin kapanmasıyla azalan CO2 yoğunluğuyla birlikte fotosentez aracılığıyla madde üretimindeki azalma, çoğu enzimin aktif hale gelmemesi, fosfor gibi besin maddelerinin hücreye girişinin azalması, proteinlerin ayrışması gibi etkilerdir.
Bitkilerdeki kuraklığa karşı koruyucu mekanizmalar
Doğa her şeyde olduğu gibi bitkileri de kuraklığa karşı güçlü olabilecek şekilde yaratmıştır. Böyle olmasaydı zaten bitkiler canlılıklarını devam ettiremezdi. Bu koruma mekanizmaları bitkinin hücrelerinde olabileceği gibi, bitkinin fiziki olarak farklı bölgelerinde olabilir. Bitkinin yaprağında, kökünde ve hücrelerinin içinde korunma mekanizması olabilir.
Bitkinin yapraklarındaki kuraklığa karşı korunma mekanizmaları
Kurak bölgelerde olan bitkilerdeki yaprak açıları daha farklı olduğundan, yaprak yüzeyine gelen ışık oranını azaltan bir mekanizma bulunmaktadır. Işık yaprağın ısınmasına neden olarak su kaybı oranını arttırabilir. Bu nedenle kurak alanlarda bulunan bitkilerin ışık etkisinden kurtulabilmesi için, yaprak yüzeyleri tüy ve kalın bir mum tabakası yani kutikula ile kaplıdır. Bunların dışında kuraklığın etkisiyle yaprak yüzeyinin küçülmesi söz konusu olduğundan, bu şekilde su kaybı azaltılmaktadır. Yaprak alanı azaltılırsa, terleme büyük oranda azaltılır.
Bitkinin köklerindeki kuraklığa karşı korunma mekanizmaları
Yaprakların dışında, kuraklığın olduğu bölgelerde bazı bitki köklerinin büyümesi hızlanıp, toprağın derinliklerinden su emmesi söz konusu olur. Bu sayede toprağın derin yerlerindeki su ve besin maddeleriyle bitkinin yaşaması sağlanmış olur. Bitkilerin herhangi bir şekilde duyu organı olmasa bile, kuraklık sırasında bu tür mekanizmalarının olması, doğanın bahşettiği özel bir durumdur.
Bitkilerin hücrelerinin içindeki kuraklığa karşı korunma mekanizmaları
Bitkilerin hücrelerinin içindeki prolin, absisik, potasyum ve karbonhidratlara bazı görevler yüklenmiştir. Bu sayede bitkinin kuraklık sırasında yaşamını devam ettirmesi sağlanmıştır. Yapılan araştırmalarda kuraklık olduğunda bu maddelerin miktarlarında artış olduğu belirlenmiştir.