Bitola neresidir?
Yunanistan ve Makedonya arasındaki sınırdan yaklaşık 14 kilometre uzaklıkta olan Bitola, Makedonya’daki ikinci büyük şehirdir. Ülkedeki verimli Pelagonia ovasının güneyinde bulunur. Geçmişte Manastır olan adı Osmanlılar zamanında Bitola olmuştur. Osmanlılar zamanında şehir Selanik’le beraber, ülkenin batıya açılan kapısıydı. 1. Murat zamanında 1382 yılında Osmanlıların idaresine girmesiyle, tam 530 yıl Osmanlılarda kalmış, 1512 yılında Balkan Savaşıyla ayrılmıştır.
Şehirdeki çok sayıdaki uluslararası konsolosluk yüzünden burası konsolosların kenti olarak anılmaktadır. Geçmişte bu sıfat 1878 ve 1913 yılları arasında şehirde ikamet eden 12 konsolos yüzünden verilmiştir. Tarihte Via Egnatia denilen eski Roma ticaret yolunun şehirden geçmesi, bu şehrin konumunu en iyi şekilde anlatabilir. Geçmişte Adriyatik Denizi ile Thessaloniki’yi yani bugünkü Selanik’i birbirine bağlamıştır.
Bitola zengin tarihiyle çok sayıda anıt ve kültürel mirasa sahiptir. Daha çok şehrin eski şehir olarak bilinen kısmının mimarisi bunu en güzel şekilde yansıtır. Şehirde çok kültürlü bir yapı bulunur. Günümüzde müze olan Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi bu şehirde bulunmaktadır. Her yıl çok sayıda ziyaretçi çeken müzede Atatürk için ayrılmış olan özel bir oda vardır. Bu bile ülkemizden çok sayıda ziyaretçi çekmesine neden olmaktadır.
Denizden 570 metre yüksekte olan şehrin iklimi yaz aylarında ılık, kış döneminde ise soğuk ve karlıdır. Bu yüzden yaz dönemi şehrin gezilmesi için ideal zamanlardır. Özellikle Mayıs ve Eylül aylarında iklim buna uygun olur. Bu şehre gidecekler için, gezebilecekleri yerleri bir araya topladık.
MANASTIR ASKERİ İDADİSİ: Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri eğitimini aldığı ve yatılı okuduğu okul, şimdi müze olarak hizmet vermektedir. Atatürk’ün eğitim gördüğü sınıfta “Atatürk Müzesi” olarak düzenlenmiş ve ziyaretçilere açılmıştır. Müzenin üst katındaki Ata’mızın eğitim aldığı sınıfta anı fotoğrafı çekebilir, burada yaşamının anlatıldığı cd izlenebilir ve buradaki anı defterine bakabilirsiniz. Müzede Atatürk’e ait olan az sayıda eşya bulunmaktadır. Girişteki tablonun üzerinde Atatürk’e ait bir fotoğraf bulunur. Bu resimde yazılmış olan “Çağdaş Türkiye’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1898 yılında Askeri İdadi’yi bu binada okumuştur.” Yazısı sizlerin de ilginizi çekecek. Müzenin alt katında bulunan Büyük İskender’in resimleri ve Makedon büyüklerinin heykel ve resimleri de görülmeye değerdir.
SAAT KULESİ: Şehrin meydanındaki kule 30 metre yüksekliğiyle dikkatleri hemen çeker. Kulenin 16. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Dikdörtgen kaide üstünde yükselen kulenin harcının içinde yumurta akı kullanıldığı söylenir. Şehrin sembolü olmuş saat kulesinin bugünkü haline ulaşması 1900’lü yıllarda olmuş. Bitola ’nın kuzeyinde bulunan saat kulesinin çevresi büyük mermer bloklarla çevrilidir. Kuleden sonuna kadar yaklaşık 100 adım atılır. Kuledeki saat mekanizmasında 1927 yılında değişiklik yapılmıştır. Kulenin üzerindeki saatin 2. Dünya Savaşında Almanlar tarafından değiştirildiği tahmin edilmektedir. Çünkü eski saatin üzerindeki rakamlar siyah renkli, saatin ise beyaz olduğu bilinmektedir. 1936 senesinde saatin mekanizması tekrar değiştirilmiş ve üzerine 15 tane yeni çan ilave edilmiştir. Bu 1962 yılında tekrar yapılmış, 1970 yılında da kuleye bir piyano yerleştirilmiştir. Saat kulesindeki müzik içeriğinin farklılığı, dünyadaki diğer 180 kule içine girmesini sağlamıştır. Kulede günde her altı saatte Biljana Platno ile Bitola Babam Bitola çalınmaktadır. Bundan sonra kulenin tepesine Ortodoks haçı yerleştirilmiştir. Şehrin sembolü bu saat kulesinin görülmesini öneririz.
MANASTIR BEDESTENİ VE ÇARŞISI: Burada Osmanlı döneminden kalmış 86 adet dükkân bulunmaktadır. Osmanlı döneminin mimari özellikleri taşıyan dükkânlarda demir kepenklerle, o dönemden kalan işlemeler vardır. Bedestene giriş 4 demir kapıdan olur. Çarşıda daha çok tekstil ürünleri ve gıda maddesi satışı yapılmaktadır.
TİTO HEYKELİ – TİTO CADDESİ (ŞİROK CADDESİ): Ülkede Yugoslavya devletinin kurucusu ve uzun süre ülkeyi yöneten Tito ’nun heykelini sadece burada görebilirsiniz. İnsanların kısa sürede kendisini unutmasına, burada ismini ve heykelini görememenize rağmen Bitola’ya gittiğinizde çarşıda adı Tito Caddesi olarak düzenlenmiş olan yerde bu heykeli görebilirsiniz. Ancak bu ismi çoğu kişinin kabul etmemesi nedeniyle cadde Şirok Caddesi olarak bilinmektedir.
İSHAK PAŞA CAMİİ: Yeni cami ile Saat Kulesinin karşısındaki İshak Paşa Camii, Dragor Çayı kıyısında yer alır. Bu eser buradaki Osmanlılardan kalmış en önemli yapıtlardandır. 1506-1507 yıllarında Manastır kadısı İshak Çelebi tarafından yaptırılan cami, hamamları ve medresesiyle oldukça büyük büyük bir külliye şekilde inşa edilmiştir. Günümüze kadar sadece camisi gelmiştir. Camide restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Şehirdeki en iyi korunan camilerden birisi olduğu söylenebilir. 50 mt yüksekliğindeki caminin bahçesinde olan lahitler ve mezarlar ilgi çekicidir.
YENİ CAMİİ: Bu cami 1546-1548 yılında inşa edilmiştir. 1959’da devlete devredilen camilerin arasında bulunmayan camide arkeolojik kazılar yapılmaktadır. Arkeologların görüşüne göre caminin altında kilise temelinin bulunduğu düşünüldüğü için, vakfa verilmemektedir. Kazılarda temelde üç kilise ile iki cami temeline ulaşıldığından, kazıların devamına karar verilmiştir. Burada arkeologların bulmayı düşündükleri şey, Bizans dönemine ait olan bir Ortaçağ şehridir. Bu nedenle arkeolojik kazılara devam edilmektedir. Şehirdeki 10 tane caminin içinden sadece dördü Müslümanların ibadetine açıktır. Makedonya hükümetinin yaptığı çalışmalarla bu cami İstanbul’daki Ayasofya camisine benzetilmeye çalışılmaktadır.
AZİZ DEMETRİOS KİLİSESİ: Şehirdeki 1830 yılında yapılmış bu kilisenin ilginç bir hikâyesi bulunmaktadır. Buna göre kiliseyi yaptıran Osmanlı paşası Reşit Bey bir gün rüyasında Aya Dimitri kilisesinin başrahibini görmüş. Kendisine “eğer benim adıma bir kilise yaptırırsan, görevinde başarıya ulaşacaksın” demiş. Bu rüyanın üzerinde paşa binanın yapımına başlamıştır. Bu dönemde kilise yapılması yasak olduğu için, dışı normal bir bina şeklinde, içinde güzel eserler bulunan süslü bir kilise şeklinde bir bina yapılmıştır. Binanın içinde oyma piskopos tahtı, avizeler ve ikonalar bulunmaktadır.
AJDAR KADI CAMİİ: Geçmişte 1560 yılında yörenin kadısı tarafından yapılan bina, İslam mimarisini yansıtır. Söylentiye göre bu caminin projesi Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.