Bolşevik nedir?
20. yüzyılın hemen başında gelişen ve komünizmin dünya çapındaki neferi haline dönüşen Rusya’nın siyasi manada yeni bir oluşum içine girmesine neden olan Bolşevik Devrimi, sonraki yıllarda gelişen süreç içinde Rusçada “çoğunluğun yanında, çoğunluktan yana” manasına gelen Bolşevik kelimesinin de yeni bir anlam kazanmasına neden olmuştur. Ekim Devrimi olarak da bilinen Bolşevik Devrimi, 1912 yılında iktidara Lenin önderliğinde gelen Bolşeviklerin yeni Sovyetler Birliğini kurmasını sağlamıştır. Bu devrim süreci boyunca aslında Rusçada Bolşevik ve Menşevik olarak iki farklı kavram ortaya çıkmıştır. Bolşevik kelimesi Rusya’daki bir etnik grubu değil, bir siyasi görüşün üyesi olanları tanımlanmak için kullanılmaktadır. Ekim Devrimi öncesinde Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi bünyesinde gerçekleşen kongrelerde görüş ayrılığı oluşmuş ve bu ayrılığın iki tarafı olan Lenin ile Martov çekişmesi sonucunda parti içinde bölünme yaşanmıştır. Bolşevik çekişmesi de yaşanan bu fikir ayrılığında Lenin yanlısı olan grubu tanımlamak için kullanılmıştır. Menşevik ifadesi ise parti içinde Julius Martov liderliğinde toplanan grup için kullanılmaktadır.
Lenin liderliğinde partide ayrı bir kanat haline gelen gruba Bolşevikler denmiş ve parti kongrelerinde de Bolşevik ile Menşevik grup arasında çok şiddetli tartışmalar olmuştur. Yeni bir parti kurulması yolunda ilerleyen siyasi gruptaki fikir ayrılıkları parti kongrelerinde ortadan kaldırılmaya çalışılmış olsa da, Bolşevik kanat ile Menşevik grup bir türlü ortak paydada buluşamamış ve beklenen parti için birleşme asla yaşanmamıştır. 1903 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi çatısı altında yaşanan bu fikir ayrılığı uzun senelerce devam etmiş ve nitekim 1912 yılında da Lenin liderliğindeki Bolşevikler geri dönmemek üzere parti bünyesinden ayrılmıştır. Monarşi taraftarı Rus Beyaz Ordusu devrim ile iktidara gelmek isteyen Bolşeviklere karşı bir savaş başlatmış ve bu şekilde de Rusya’da 1922 yılına kadar devam eden bir iç savaş süreci başlamıştır. Farklı güçlerin Rus iktidarına sahip olmak için kıyasıya çekiştiğini bu kanlı süreç sonunda nihayet Lenin önderliğindeki Bolşevik kuvvetler iç savaştan galip çıkmış, 1991 yılında kadar ABD’nin karşısında duran diğer “süper güç” olarak anılan Sovyetler Birliği’nin kurulmasını sağlamıştır.
Lenin ile başlayan bu hareket daha sonra Stalin ile devam etmiş ve partinin 1952 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi ismini almasına kadar da Rusya’da Bolşevik kelimesi aynı anlamla kullanılmaya devam etmiştir. Ancak 1952 yılında yapılan parti kongresinde Stalin Bolşevik kelimesinin kullanılmasının gereksiz olduğunu zira artık Menşevikler şeklinde bir azınlık grubun kalmadığını ve tüm partinin zaten Bolşevik olduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerine Bolşevik kelimesi Ekim Devrimi ve 20. yüzyılın başlarında patlak veren Rus İç Savaşı yıllarını ilgilendiren eski bir kavram haline dönüşmüştür.