Borcu sona erdiren sebepler nelerdir?
- İFA; her türlü borç ifa edilmek üzere doğar. Borçlanılan edimin tam ve doğru bir şekilde, gününde ve geçerli ödeme şekliyle yerine getirilip, alacaklıyı tatmin ederek, borcun yerine getirilmesi anlamına gelir. Makbuzda bir açıklık olmasa da, günü gelmeden önce ödenen borç, muaccel yani vaat günündeki borç için ödenmiş olarak sayılır. Borçlar kanununda, ifa hükümleri her türlü borç için uygulanmaktadır ve düzenleyici kuralları barındırır. Doktrinde farklı görüşler olsa bile, Türk hukukuna göre hâkim olan görüş, “sınırlı sözleşme görüşüdür”. Bu anlamda ifanın, sadece maddi bir fiil ya da hukuki işlem olarak nitelendirmekten uzak tutup, dar kapsamda ifayı yapma, yapmama, katlanma gibi maddi bir fiil olarak yorumlar. Ancak bazı borçlarda ifa, sözleşmenin veya hukuki işlemin, akdi niteliğindeki tasarruf işlemi ile gerçekleşebilir.
- İBRA; kanunen geçerli şekil şartlarıyla yapılmış bir sözleşme düzenlense bile, şekil şartlarına uymayan bir ibra sözleşmesi ile taraflar alacak ve borçlarından feragat edebilir, tamamen veya kısmen borcu ortadan kaldırabilir. İbra, borçlunun kabulü ile alacaklının hakkından vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Türk borçlar kanununda ibra, ismen düzenlenmemiştir.
- YENİLEME; mevcut olan bir sözleşmeyi, yeni bir sözleşme kurmak suretiyle sona erdirmek anlamına gelir. Yeni borç nitelik itibariye eski borçtan farklı olmalıdır. Aksi halde “uyarlama ”konusuna girerek hüküm doğurur. Yeni bir borç ile eski borcu sona erdirmek, ancak tarafların açık iradesi ile gerçekleşir. Kapalı irade beyanı ile geçerlilik kazanmaz.
- BİRLEŞME; alacaklı ve borçlu olan kişilerin, aynı tarafta birleşmesi anlamına gelir ki, bu da borcu sona erdirir. Fakat alacak üzerinde hak iddiası olan üçüncü kişilerin hakları korunmaya devam edecektir. Birleşme, geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılırsa, varlığını sürdürmeye devam eder. Kıymetli evraklarda ve taşınmaz mal rehinlerinde, birleşme hükümleri uygulansa bile, kendi haklarını korumaya devam eder.
- İMKÂNSIZLIK; borcun yerine getirilmesi yani ifası, borçlunun sorumlu olamayacağı şekilde imkânsızlaşmaya başlarsa, borç sona ermektedir. Bu durumda borçlu, ifadan önce alacaklıdan almış olduklarını geri vermekle yükümlüdür. Aksi takdirde “sebepsiz zenginleşme” hükümlerine tabi olacaktır. Borçlu, ödemekle yükümlü olduğu borcun imkânsızlaşması halinde, gerekli önlemleri alıp alacaklıya bu durumu derhal bildirmeli, zararın artmasını beklememelidir. Yoksa bundan doğacak olan zararları gidermekle yükümlüdür. Borcun bir kısmının ifası mümkün ise, o oranda ödeme gerçekleştirilir. Ancak alacaklının rıza göstermemesi veya borcun bölünemeyecek durumda olması halinde, tam imkânsızlık hükümleri geçerli olur.
- TAKAS; taraflardan birinin beyanı ile karşılıklı olarak aynı cinsten olan ve günü gelmiş borçları, daha az olan ödeme tutarına göre sona erdiren bir sebeptir. Her iki tarafın borcu ve alacakları aynı cins ve ya para niteliğinde ise, alacakları borcuna mahsup sayılarak takas edilip, borç sözleşmesi sona erdirilir. Zamanaşımına uğramış alacak ileri sürülemez.
- ZAMANAŞIMI; hukuk düzenimiz, kanunlarda belirlenen hakları ileri sürmek için şahıslara, belirli süreler belirler. Bu süreler içinde haklarını aramak için beyan etmeyen kişiler, haklarından feragat edilmiş sayılarak, hiçbir talepte bulunamaz. Zamanaşımı nedeni ile ödenmeyen borç, sona ermiş olarak kabul edilse de, teknik olarak eksik borç niteliğine dönüşerek borcu sona erdirmez. Zamanaşımı, borcun muaccel olması yani günü gelmesi ile başlar. Zamanaşımından feragat edilemez, sözleşme ile zamanları değiştirilemez. Borçlar kanununda her türlü borç ve hak kazanımları için ayrı ayrı zamanaşımı süreleri belirlenmiştir. Zamanaşımına uğramış bir borç için açılacak olan davada, hâkim bu durumu resen dikkate almaz, ancak borçlu tarafın ileri sürmesi gerekir. Belirli durumlarda zamanaşımı durabilir, kesilebilir veya tekrar devam edilebilir.