Boşanmada nafaka nasıl belirlenmektedir?
Nafaka eşlerin boşanma davası sırasında ve davanın sonuçlanmasından sonra eşlerden birinin hâkim kararı ile düzenli aylık olarak diğer eşe ödediği paradır. Nafakanın miktarı hesaplanırken, mahkeme tarafından her iki tarafın geliri tespit edilir ve tarafların gelirine ilişkin beyanları da mahkemece dikkate alınır. Ayrıca nafaka tutarı tespit edilirken, eğer varsa tarafların ilişkide olan kusurları da göz önüne alınır.
Boşanmada nafaka türleri
Boşanma davasında üç tür nafaka bulunmaktadır. Bu nafakalar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile dava içinde olan tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası, boşanmanın yargılaması devam ettiği süre gerektiği zaman eş ve çocukların ihtiyacı için hâkim tarafından tespit edilen maddi tedbir olarak kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunu m.169 gereğince, boşanma ya da ayrılık davası açıldığında hâkim, davanın devamında gerekli olan, daha çok eşlerin barınması, geçimi, eşlerin mallarının yönetimi ve çocukların bakımı ile korunmasına ait geçici tedbirleri resen alır hükmünde de bu açık şekilde belirtilmiştir. Boşanma davası devam ettiği sürece, yani karar kesinleşinceye değin bu nafaka devam eder.
Boşanma gerçekleşince hâkim, hükmettiği tedbir nafakasını yoksulluk nafakasına dönüştürmektedir. Bu koşullar dikkate alınarak, nafaka miktarı eksiltilir ya da miktarı artırılabilir. Yoksulluk nafakası, boşanma ile beraber yoksulluğa düşecek olan eş için, hâkim tarafından hükmedilen bir ödeme olup kanun nezdinde bazı şartlara bağlıdır. Örneğin, yoksulluk nafakasını isteyen taraf, kusursuz ya da borçlanacak diğer tarafa göre daha az kusurlu olmalıdır. Bazen davalarda hâkim her iki eş için eşit kusurlu olarak saysa da, bu durum bile nafaka ödenmesine engel teşkil etmemektedir. Çünkü taraflardan biri boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olmasıyla, yani, evlilik ile kazanmış olduğu sosyal statüyü boşanma nedeniyle kaybetmesi de, bu nafakanın ödenmesinin diğer şartı olmaktadır.
Bir başka nafaka türü olan iştirak nafakası, boşanan eşlerin müşterek çocuğu ya da çocuklarının sağlık, barınma, korunma, bakım ve eğitimi için gerekli giderleri için velayeti üstlenmeyen (genellikle koca) eş tarafından kendi mali gücüne orantılı velayetin bırakılmış olduğu diğer tarafa ödenen paradır. Nafaka miktarını belirleyecek olan hakim, nafaka borçlusu ile alacaklısının yaşam koşullarını da mutlaka göz önünde bulundurur. Nafaka miktarının karşı tarafın ödeyemeyeceği bir miktar olarak tespit edilmesi, Türk Medeni Kanunu kapsamında mümkün değildir. Ancak anlaşmalı boşanmalarda tarafların nafaka bedeli olarak kararlaştırdığı bir miktar olursa, hâkim bu miktarı anlaşmaya uygun şekilde karar alır ve nafakaya bu şekilde geçerlilik kazandırmış olur.
Davanın sonunda nafakayı alan taraf, nafakanın zamanla enflasyon karşısında değer kaybetmesi ve ihtiyaçlarını karşılamadığını belirtip, günün koşullarında artırılmasını talep edebilir. Aynı şekilde diğer taraf da yaşanan bazı durumlarda ödediği nafakanın azaltılması talebinde her zaman bulunabilir. Örneğin, tarafın mal varlığındaki eksilme olduğunda ya da iflas etmesi gibi nedenlerde ödediği nafakanın azaltılmasını talep edebilir. Boşanma sırasında ve sonrasında taraflar hükmedilen nafakaya göre, boşanmanın etkilerini daha az hisseder.