Bostancı nedir, bostancılar kimlerdir?
Bostancılar asker olmakla beraber, padişahın bahçelerini, büyük saray ve kalelerin bostanlarını korumaktan sorumlu, dolayısıyla sarayın özel hizmetkarları makamındadır.
Padişahın ve bütün saray mensuplarının kayıklarını da çektikleri gibi, kulluk vazifelerini de yerine getirerek, yollarda haydutluk yapmak suretiyle asayişi bozan kişileri de tutuklarlardı. Bu ocağın birbirinden ayrı iki başı olup, bunlara da bostancıbaşı denirdi. Biri Edirne şehri, sarayı ve civar yerlerin sorumlusu olup, emrinde 3.100 bostancı bulunmaktaydı. Diğer bostancıbaşı daha büyük olup, İstanbul’da oturur ve emrinde 6.000 bostancı bulunurdu. İstanbul’da olan bostancıbaşı’nın sorumluluk alanı çok geniş olup, İstanbul ve çevresinde bulunan bütün saray ve köşkler, İstanbul limanı ve Tuna nehrinden başlayarak Ayranoz dağına kadar olan sahillerin kontrolü ve idaresi ona verilmişti. Padişah sarayının nazırı seviyesinde olan bu bostancıbaşı, taşraya sürülecek ya da farklı sebeplerden cezalandırılacak olan siyasi suçlular ona teslim edilirdi.
Bu bostancıbaşı, koltuk vezirlerinden biridir. Padişahla temas edenler bu şekilde adlandırılırlardı. Bostancıbaşı, padişah kayığa binerken elini uzatır, onu tutardı. Aynı zamanda, kayığı da idare eden kişiydi. Bundan dolayı da padişahla rahat konuşabilen bir kişiydi. Çünkü padişah, denizde veya sahilde gözüne çarpan bir şey görse ona sorardı. Sarayda askerin başı, yani komutanı olduğu için, yalnız bostancıbaşı padişah gibi sakal taşıyabilirdi. Sarayın diğer mensupları, hatta şehzadeler dahi tıraşlı olurlardı.
Bostancıların ocağı, birçok odalara ayrılmaktaydı. Bunlar yeniçeriler gibi maaş alırlardı. Barata denilen serpuşlarından başka, diğer giydikleri giysiler yeniçerilerle aynıydı. Bostancı ocağı, yalnızca padişah sefere çıktığı zaman savaşa giderdi.