Bütçenin ilkeleri nelerdir?
1- Genellik ilkesi: Bütün gelir ve harcamaların bütçede ayrı ayrı gösterlmesi gereğini fiade eden ilkedir. Bu ilke, bütçe uygulaması bakımından eskiden beri kullanılan safi metodun yerine gayrisafi metodun kullanılmasını zorunlu kılmıştır. Safi metot yönteminde kuruluşlar bir yandan harcama yaparken bir yandan da elde ettikleri gelirlerin hepsini göstermeden yaptıkları harcamaları elde etmiş oldukları gelirlerden düşürdükten sonra harcamalardan arta kalan kısmını göstermekteydiler. Oysa gayrisafi bütçe usulünde gelir ve giderler eksiksiz olarak, yani birbiriyle mahsup edilmeyecek biçimde başka bir ifadeyle bir bütün oluşturacak şekilde,bütçede yer alırdı. Bu usule göre herhangi bir gelirin herhangi bir harcamaya doğrudan tahsis edilmesi gerekmiyordu. Buna “ademi tahsis yöntemi” adı da verilmiştir. Böylece bütün gelirler hazinede toplanır ve bütün giderler buradan yapılır.
2- Birlik ilkesi: Devletin tüm gelir ve giderlerinin tek bir bütçede toplanması anlamına gelmektedir. Gider ve gelirlerin tek bütçede gösterilmesi durumunda kuruluşlar karşılaştırılabilir. Ayrı ayrı bütçe halinde karşılaştırma olanağı azalır ve bu durum israfa da neden olur. Ülkede tüm harcama ve gelirlerin ekonomideki etkisini toplu olarak görebilmek açısından birlik ilkesi uygulanmaktadır. Bazı zorunlu durumlarda olağanüstü harcamalar yapılması gerekebilmektedir. Olağanüstü harcamaların söz konusu bütçede yer alması doğru olmayabilir. Bundan dolayı olağanüstü bütçe ayrıca hazırlanır.
3- Doğruluk ilkesi: Bütçenin gelir ve harcama tahminleri, mümkün dolduğunca gerçeklere uygun olacak sonuçlar verebilmelidir. Yıl içerisindeki ekonomik değişmelerin doğru tahmin edilmesi gerekmektedir. Bütçe hazırlanacağı zaman gerçeğe yakın tahminler yapılmalıdır. Aksi durumda bütçenin uygulaması oldukça güçleşir ve bütçe açığı oluşur. Tahminlerin, önceki yıllarla ilgili istatistiki bilgilerden faydalanılmak suretiyle, ülkenin içinde bulunduğu koşulların ve dünyadaki gelişmelerin göz önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir.
4-Açıklık ilkesi: Bütçede gelir ve harcamalar ile ilgili bütün bilgilerin mümkün olduğu kadar açık olması, yalnızca uzmanların değil ilgi duyan herkesin anlayabileceği şekilde hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca bütçe herkesin incelemesine açık olmalıdır. Bütçeler basılıp yayımlanmalıdır. İsteyen herkesin kolaylıkla alıp inceleyebilme imkanı olmalıdır. Açıklık ilkesi gereği bütçe ile ilgili bilgi ve belgelerde herhangi bir gizlilik olmaması gerekir.
5- Giderlerin gelirlerden önceliği ilkesi: Bütçede öncelik giderler tahmin edilir. Gider rakamları belirlendikten sonra gelirler tahmin edilir. Gelirlerin daha önce belirlenmesi halinde sınırlı gelir kaynakları ile yatırımlar artırılamayacağı için ekonomik gelişmenin sağlanması imkansız olur. Ancak az gelişmiş ülkelerde yapılması gerekli olan harcamalar, elde edilecek gelirlerden daha fazla olur ise bile gelir imkanları yapılacak harcamaları sınırlar. Bu ilke az gelişmiş ülkelerde pek uygulanmamaktadır. Gelişmiş ülkelerde daha çok geçerli olan bir ilkedir.
6- Önceden izin ilkesi: Bütçe, hükümet yani yürütme tarafından hazırlanır. Bütçenin, ait olduğu yıla girmeden önce yasama organı tarafından kabul edilmesidir. Halkın temsilcilerinden meydana gelen parlamento tarafından onaylanır. Parlamentonun (yasama organının) izni olmadan hükümet, bütçeyi yürürlüğe koyamaz. Yani ne gelir toplayabilir ne de harcama yapabilir. Bu ilke yasama organının kamu gelir ve giderleri üzerinde söz sahibi olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bütçenin özellik ve mahiyetine bağlı olarak bütçe hakkının millete ait olmasından dolayı bütçede önceden izin alma ilkesi, bir taraftan bütçenin yasalaşmasında özel bir prosedürü gerekli kılarken; bir taraftan da gelir toplama ve harcama yapma şeklindeki kamusal mali olaylara imkan tanıyan bütçe kanunu yanında anayasa hükmü ile harcama ve gelir(vergi) yasalarına da ihtiyaç duyulmaktadır.
7- Tahsis ilkesi: Bütçede her yıl yapılacak olan harcamalar için ödenek ayrılması ilkesidir. Tahsiste alanlar açısından ödenekler tespit edilir. Miktar itibariyle tahsiste her alana yapılacak olan ödenek ayrımı hizmet alanı itibarı ile miktar şeklinde belirlenir.
8- Anlaşılabilirlik ilkesi: Bütçedeki gelir ve giderlerin herkesin kolay bir şekilde anlayabileceği şekilde açık ve sade olarak düzenlenmesini ifade etmektedir. Bu ilkeye uyulması, aynı zamanda bütçenin uygulanmasını kolaylaştırmaktadır. Bütçe gelir ve giderleriyle ilgili rakamların kolay olarak anlaşılmasını sağlar.
9- Tasarruf ilkesi: En az harcama ile en fazla hizmetin sağlanmasını ifade etmektedir. Gereksiz harcamaların önüne geçilerek verimliliğin sağlanmaya çalışılması ve kamu gelirlerinin zorunluluk dereceleri dikkate alınarak kamu giderlerinde kullanılmasını sağlar. Yasama organı yani parlamento bütçe harcamalarını onaylarken, toptan değil harcama bölüm ve kalemleri halinde onaylamaktadır.
10- Denklik ilkesi: Bütçede gelir ve giderlerin birbirine denk olmasını ifade etmektedir. Kamu giderleri, mutlaka normal gelirlerle finansa edilmelidir. Bundan dolayı harcamalar gelirlere eşit olmak zorundadır. Eğer bütçe hazırlanırken giderlerin toplamı, gelirlerin toplamından fazla çıkarsa aradaki fark iç borçlanmaya gidilerek kapatılır ve gelir gider toplamları bu şekilde eşitlenir. Bu eşitliğe görünüşte denklik adı verilmektedir. Bütçe uygulandıktan sonra kesin hesap kanununda gelir ve giderler gerçekten de birbirine denk olursa buna gerçek denklik adı verilir.
11- Yıllık olma (zaman) ilkesi: Bu ilke, bütçenin uygulanması için verilen iznin bir süre ile sınırlandırılması demektir. Bu süre bir yıl olarak kabul edilmektedir. Ancak bazı istisnai durumlarda geçici bütçe uygulanabilmektedir. Geçici bütçeler, bir yıldan daha az dönemi kapsayacak şekilde hazırlanır. Ekonomik dalgalanmalar, ekonomik planlardan dolayı daha uzun süreli bütçeler yapılabilir. Genel olarak her ülkede kabul edilen ve uygulanan mali yıl, bir yıllık bir süreden meydana gelmektedir. Bu bir yıllık süre bütçe uygulaması itibariyle uygun bir zaman dilimidir ve anayasamızın 161. maddesinde “yıllık” ifadesi kullanılmaktadır.