Büyüklere saygı nasıl olmalıdır?
Kendimizden yaşça büyük olan kişilere saygı gösterilmesi dinimizin bir emri olduğu gibi, örf-adet, gelenek ve göreneklerimizin bir gereğidir. Dinimiz toplum içinde yaşayan insanları birbiri ile olan ilişkilerine çok ehemmiyyet vermiştir. Dinimizde olduğu gibi örfümüzde ve geleneklerimizde de insani ilişkilerde tevazu, samimiyet, saygı, sevgi, güvenirlik ve nezaket bir esas olarak görülmektedir. Kuran-ı Kerim’de Cenâb-ı Hak anne ve babaya, itaat ve iyilik etmeyi ayetle emretmektedir. Bir insanı kendisine en yakın olarak görülen büyüğü, elbette kendisini binbir sıkıntılar içinde büyütüp bu zamana kadar getiren anne ve babasıdır. Birinci derecede bir müslümanın ilk görevi Allah’a ve peygamber’e itaatten sonra büyüklerine karşı saygı ve hürmet göstermesidir.
Toplumda özellikle yaşlı insanlara saygı ve hürmet göstermek bir görevdir. Çünkü ihtiyarlar bizim geçmişimiz ile olan bağımızdır. Bu yaşımıza gelene kadar birçok tecrübeleri olmuştur. Genellikle yaşlı insanlar bilgi ve tecrübelerini gençlerle paylaşmak isterler. Gençlerinde bu teçrübelerden istifade etmeleri gerekir. Çünkü tekrar aynı yanlış hataları yapmamaları için bu gereklidir. Bunun da yolu büyüklerle küçüklerle arasında saygı ve sevgiden geçmektedir. Yani gençlerle yaşlılar arasındaki uçurumu kaldıran saygı ve sevgidir. Bu köprünün kurulması ile toplum içinde birçok ahlaki değerler, örf, adet, gelenek ve görenekler korunabilmektedir.
Saygı, sevgi, hoşgörü ve hürmet esasları zamanla dejenere olursa toplum arasındaki ehemmiyetli ahlaki değerler ve bağlar koyacaktır. Avrupa’da olduğu gibi. Bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyuruyor: “Siz yeryüzünde olanlara acıyınız ki gökte olanlar size acısınlar.” Yani, çocukken biz de nasıl ilgi ve alakaya muhtaç olmuşsak, yaşlı insanlarda aynen bu ilgi ve alakaya muhtaçtırlar. Bir gün bizimde ihtiyarlar olacağımızı düşünerek o muhterem insanlara ve özellikle anne ve babaya saygıda ve hürmette kusur etmememiz gerekir.