Çalma hastalığı nedir?
Çalma hastalığı yani kleptomani çalmadan duramayan kişilerin yaşadığı bir rahatsızlıktır. Bu kişiler çalma eylemini yaptıktan sonra farklı düşünceler içinde olur. Bu düşünceler ben hırsız olamam, çalmayı hiç düşünmedim, bunun için bir plan yapmadım, çaldıklarımın maddi değeri yok, çalarken çok rahatlıyorum, daha sonra pişman oluyorum gibi benzeri düşüncelerden oluşur. Bu rahatsızlığı yaşayan kişiler ihtiyacı olmayan ve parasal değeri bulunmayan şeyleri çalma isteğini engelleyemez. Çalmanın sonunda neler yaşayacaklarını bilmelerine rağmen, duygularına engel olamamakta ve sürekli olarak çalmayı tekrar ederler. Çalma dürtüsüyle kendini engelleyemeden bu eylemi yapan kişiler, normalde bu eşyayı alacak maddi olanağa sahiptir. Çalma eylemini daha önce planlamadıkları gibi, aniden yaşayabilirler. Başkasından intikam alma gibi bir amaç ta olmaz. Bu kişiler bundan utandığı için ya da bunu bir hastalık olarak görmediklerinden dolayı tedavi olma ihtiyacı hissetmez. Kadınlar erkeklere oranla bu rahatsızlığa daha fazla yakalanır. Hastaların çoğunlukla üçte ikisini kadınlar oluşturur. Erkekler buna 50-55 yaşlarında, kadınlar ise 30-35 yaşlarında yakalanabilir. Ergenlik döneminde başlarsa, fark edilmeden uzun yıllar devam edebilir. Bu rahatsızlık sırasında erkeklerde yangın çıkarmak, patolojik kumar oynamak, öfkeyi kontrol edememek, kadınlarda ise vücuttaki kılları ve saçları yolma gibi bozukluklarda birlikte görülebilir.
Çalma hastalığı kaç türlü yaşanır?
- Kişiler aralıklarla çalar ve buna uzun süre ara verebilir.
- Kişiler bir süre çalmaya devam eder, daha sonra bir sürede ara verebilir.
- Kişiler yaşamları boyunca çalmaya devam edebilir.
Çalma hastalığının sebepleri nedir?
Bu rahatsızlığa sebep olabilen farklı görüşler bulunmaktadır. Kişilerde doğuştan geldiği düşünülen alt benlik devamlı haz almayı ister. Otoriteyi oluşturan kişilerin etkisiyle oluşan üst benlik ise topluma uyum için hastanın isteklerine sınır koyar. Benlik alt benlik ive üst benlik arasında olan dengeyi sağlamaya çalışır. Çalma hastalığına tutulan kişilerde ise alt ve üst benlik arasında bulunan ego gerekli dengeyi sağlayamaz. Üst benlik acımasız bir hale gelir, çalma eylemini gerçekleştirir ve kişiyi cezalandırmak ister. Çalma hastalığının sebeplerinden biri olarak kabul edilen durum psikanalitik kurama göre açıklanmıştır. Başka bir düşüncede bireyin bastırılmış olan çatışmaları bunda etkili olur. Çalma eylemiyle beraber cinsel doyum gerçekleşir. Bu Freud tarafından bu şekilde açıklanmıştır. Bu kuramda, çocukların 3-5 yaşlarındayken cinsel organlarına yoğun oldukları dönemde yaşanan sorunlardan kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Bu etki günümüzde çalma hastalığı olan kişilerde çocukluk dönemindeki travmalardan geliştiğini belirlemektedir. Yaşanan olayların etkisiyle bunları bastırabilmek için, çalmanın bilinçdışı yapılan bir eylem olduğu kabul edilir. Ayrıca çalma eylemini yapan kişinin yaşadığı travmatik olaylara karşı duyduğu öfke birikiminin hedefinin değiştirilmesi isteği ve öç alma duygusu buna eşlik edebilir. Çalışmalar travmaların çalma hastalığının yaşanmasında etkili olduğunu belirlemiştir.
Çalma hastalığına hangi psikolojik hastalıklar eşlik edebilir?
Yapılan araştırmalarda bu rahatsızlığın genellikle tek başına yaşanmadığını ortaya koymuştur. Hastalarda içgüdüsel bir dürtüyle yaptığı çalma hastalığı psikiyatrik sorunlarla birlikte yaşanmaktadır. Bu sorunlar içinde;
- Takıntılar
- Depresyon
- Cinsel işlev bozukluğu
- Alkol ve uyuşturucunun kötüye kullanılması
- Kişilik bozuklukları
- Yeme bozuklukları
- Dissosiyatif bozukluklar
- Kompulsif alışveriş
Çalma hastalığı hangi hastalıkların sonucunda görülebilir?
İçgüdüsel çalma bazı durumlarda fiziksel rahatsızlıklardan sonra gelişebilir. Bu rahatsızlıkların içinde epilepsi, demans, beyin atrofisi, kullanılan bazı ilaçlar ve tümör oluşumları sayılabilir.
Çalma hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Çalma hastalığı tedavisi olan bir sorundur. Ancak her olayda farklı değerlendirmeler yapılmalıdır. Dürtüsel bir bozukluk yaşandığından, altta yatan psikolojik nedenlere inilmelidir. Erişkin hastalarda çocukluk döneminde yaşanan travmaların etkisi gözlenmiştir. Ayrıca çocuk veya yetişkinlerde devam eden aile içinde olan sorunlarda buna sebep olabilir. Bu sorunlar tespit edilerek, psikoterapi yöntemleri kullanılır ve bu sorun ortadan kaldırılabilir.