Çanakkale Savaşı’nın önemi nedir?
Çanakkale Muharebeleri, dünyada çok az rastlanan deniz ve kara savaşlarından biridir. Çanakkale Türk azminin tarihteki en güzel ifadesidir. Türk askeri sadece Türk tarihine değil bütün Dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
Birinci Dünya savaşı patlak verirken sömürgeci devletlerin en gözde toprakları Osmanlı toprakları olmuştur. İngiliz, Fransız, Rus ve İtalyanların daha önceki yıllardaki başarısızlıkları onların aynı amaç doğrultusunda bir araya getirmiştir. İngilizlere Avustralyalı ve Yeni Zelandalılar tarafından katılmıştır. Ama daha sonra anlayacaklar ki bütün dünyayla ittifakta kursalar karşılarında maneviyatıyla dimdik ayak duracak olan bir Türk ordusu olacaktır. Türk düşmanlarını amacı yalnızca Boğazları ele geçirerek İstanbul’a sahip olmak değil, aynı zamanda Rusya’nın yükünü hafifleterek doğrudan onlarla temasa geçmek; Balkanlar devletlerini ittifak grubuna almaktı. Ayrıca Osmanlı ordusuyla Alman ordusunun bağlantısını kesmek; Kafkaslar ve Doğu Anadolu’da Rusların rahatlatmasını sağlamak; Arap eyaletlerinde Osmanlılara karşı girişilen harekatta İngiliz, Fransız ve İtalyanlara kolaylık sağlayıp Almanları meşgul ederek Avrupa savaşlarında üstünlük elde etmektir. Bunların yanı sıra Osmanlı Devleti’nin birçok yerini de Araplar, Rumlar ve Ermeniler arasında paylaşmaktır.
Masa başında bu hesaplar yapılırken bazı gerçekler göz ardı edilmiştir. Türk bağımsızlık düşkünlüğü akıllarına gelmemiş olsa gerek ki hasta adam oalrak nitelendirdikleri Osmanlı Devleti’ni yok edebileceklerini düşündüler. Türklerin canını vatanı için feda edeceğinin hesaba katmamışlardı. Türk milletini kendi korkak milletleri gibi düşünmüşlerdir.
Bir diğer yanlış hesap, yalnız denizden mi, yoksa hem deniz hem de karadan ortak mı Boğazlara saldırılacağı meselesi olmuştur. Trablusgarp ve Balkan Savaşları’ndaki gibi Boğazlarda da fazla bir direnişle karşılaşmayacağını düşünen İngiltere ve Fransa, yalnızca deniz gücüyle taarruz etmekte yanıldıklarını 18 Mart 1915’teki yenilgileriyle ancak anlamışlardır.
Almanya, Boğazların kapatılmasını ve Osmanlı Devleti’nin kendi yanında savaşa girmesini istiyordu. 21 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile ittifak Devletleri yanında savaşa girmek üzere bir antlaşma imzalamıştı. Osmanlı Devleti’nin savaş hazırlıklarına henüz başlamadığı için bu anlaşma gizli tutulmuştu. Osmanlı Devleti’ni hemen seferberlik hazırlıklarına başlamıştı. Osmanlı Devleti aynı zamanda silahlı tarafsızlığını ilan etmiştir.
Savaşın en önemli hedeflerinden biri olan Boğazlar, dünya coğrafyasında stratejik konumu açısından, geçmişte olduğu gibi bugünde önemli bir geçiş yeridir. Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan Boğazlar, ekonomik açıdan büyük bir öneme sahip olmuştur. Boğazlara sahip olmanın bütün dünya ticareti ile yakın ilişkide olmak anlamına geldiğini tüm dünya devletleri gayet iyi biliyorlardı. Ancak Çanakkale Cephesi’nin başta deniz harekatı ve onu izleyen kara hareketleri, kuşkusuz sıradan birer askeri operasyon veya savaş olayları gibi irdelenemez. Boğazların (Çanakkale ve İstanbul), klasik, dar bir çerçeve ve anlamda yalnızca Akdeniz’in Karadeniz’e, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan su geçitleri veya ya da köprülerden ibaret olduğu düşünülemez.
Çanakkale Savaşı Türk milletinin Anadolu’daki gücünün varlığı ile doğru orantılıdır. Türk Milleti’nin geçit vermediği deniz ve kara savaşlarının ardından Birinci Dünya Savaşı uzamış ve düşman kuvvetlerinin bir günde zafere ulaşma umudu yok olmuştur.
Bu tarihi zafer Gelibolu Yarımadası üzerinden kazanıldı. Birinci Dünya Savaşı’ndaki düşmanlarımız İngiltere ve Fransa, Gelibolu Yarımadasını ele geçirerek Çanakkale Boğazı’nı açmak ve başkent İstanbul’u işgal etmek niyetiyle bu harekata başladılar. Böylece Türk’lerin Avrupa ile bağlantılarını da kesmiş olacaklardı.
1914 yılında başlayan Birinci Dünya savaşı tam dört yıl sürdü. Amerikan kuvvetlerinin savaşa girmesiyle Almanların batı cephesi tamamen çöktü. Böylece Almanya, Avusturya – Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti’nin içinde yer aldığı İttifak Devletleri ağır bir yenilgi aldı.
Ancak Çanakkale’de İngiliz ve Fransızlar hem deniz, hem de karada ağır yenilgilere uğramış ve geldikleri gibi gitmişlerdir. Yaklaşık 500.000 civarında asker sevk etmişler ve bunların yarısından fazlasını kaybetmişlerdir. Boğazlar kanalıyla müttefiklerle irtibat kuramayan ve Doğu Anadolu’da ilerleyip, Avusturya-Macaristan’da ezici mağlubiyetlere uğramış olan Rusya’da daha sonra ihtilal çıkmış ve savaşı terk etmek zorunda kalmıştır. Çanakkale zaferi Birinci Dünya Savaşı içinde özel bir yere sahip olup. Savaştaki tek başarımızdır.