Çay nerede ve nasıl yetişir?
Karadeniz denince akla gelen ilk şeylerden biri olan çay, ülkemizde herkes tarafından günün her saati keyifle içilen “temel bir içecek” halini almıştır. Çaygiller familyasının Camellia cinse ait olan tüm bitkiler çay olarak isimlendirilmektedir. Çayın anavatanının Güneydoğu Asya olduğu tahmin edilse de, birçok tropik bölgede de binlerce yıl öncesinde dahi çay ekimi yapıldığı bilinmektedir. Ekonomik açıdan değeri günümüzde dahi çok büyük olan bu bitkinin tarım amaçlı yetiştirilen türleri genellikle 2 metrenin altında boya ve 4 mevsim yeşil yapraklara sahiptir. Çay, yaprakların koparılmaması yani doğal büyüme haline bırakılması halinde 9-10 metre kadar yüksekliğe varabilen bir bitkidir. Ülkemizde tüketilen “yerli” çayın neredeyse tamamı Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilmektedir. 2008 rakamları ile ülkemizdeki toplam kuru çay üretimi yaklaşık olarak 220 bin tondur ki, bu da Türkiye’yi dünyanın en büyük 5. çay üreticisi haline getirmektedir.
Ülkemizde üretilen çayın yaklaşık olarak %65’ı Rize, %20’si Trabzon ve %10’u da Artvin illerinde yetiştirilmektedir. Bu üç il Türkiye’deki toplam çay üretimini tek başına sırtlamakta, ayrıca Ordu ve Giresun gibi Karadeniz illerinde de az miktarda da olsa çay ekimi yapılmaktadır. Dünya çay üreticilerinin neredeyse tamamı iklim şartları sebebiyle ekimden hasada yaklaşık olarak 9-10 ay beklerken, Karadeniz’in özel iklimi sayesinde yetiştiriciler yılda 3 ve bazen de 4 defa çay hasadı yapabilmektedir. Bu da ekim alanı diğer büyük üretici ülkelere nazaran az olmasına rağmen ülkemizin çok daha fazla çay üretebilmesine imkan sağlamaktadır. Dünyanın en büyük çay üreticisi ise diğer pek çok alanda olduğu gibi Çin’dir.
Çay yetiştiriciliğinin en zor yanı, bitki yapraklarının elle ya da özel makaslı çay bezi ile toplanmasının gerekmesidir. Çay yapraklarının makaslı çay bezi ile toplanması dahi oldukça dikkat isteyen bir işken, bazı Karadeniz kadınları gün boyunca sadece ellerini kullanarak da çay toplamaktadır. Çayın elle toplanması makasa nazaran tercih edilir ancak iş gücü açısından değerlendirildiğinde pek çok üretici için tüm hasadın elle yapılması mümkün olmamaktadır. Elle toplanan çayın için makasla toplanandaki gibi bitki sapları bulunmadığından, “eski usul” toplanan çay daha kalitelidir. Ayrıca elle toplama işlemi esnasında sadece yeni sürgünlerin toplanması da mümkün olmaktadır ki, bu da toplanan çayın daha da kaliteli olması anlamına gelmektedir.
19. yüzyıla kadar aslında çaya pek de merak olmayan ülkemizde Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren çay tutkusu başlamış ve günümüzde sudan sonra en çok tüketilen içecek olduğu için “temel içecekler” arasında gösterilmektedir. Çay tipleri bitkinin türüne göre olduğu gibi yaprakların büyüklüğüne, uygulanan fermantasyon tekniklerine, bahçenin yapısına ve çayın işlenme yöntemine göre de sınıflandırılmaktadır.