Çocuğun okula uyum sağlaması için neler yapılmalıdır?
Okulun açıldığı ilk günlerde, öğrenciler okula gelirken bir takım sorunlar yaşayabilirler. Anne ve babalar, böyle bir durum ile karşılaştıkları zaman rehberlik servisi ve sınıf öğretmenleri ile işbirliği yapma yoluna gitmeli, bu sorunların gerçek sebebini bulmaya çalışmalıdır. Böyle bir yaklaşım sonunda, çocuğun okula uyumu daha da kolaylaşacaktır.
Uyum problemi yaşayan öğrencilerde genel olarak;
1- Ağlayarak veya sözel bir biçimde ayrılığı protesto etmek
2- Anne ve babasının kucağından inmek istememek,
3- Okuldan gitmelerine onlara sımsıkı sarılarak izin vermemek
4- Arkalarından sürekli olarak ağlamak,
5- Okulda sessiz bir şekilde, içine kapanarak, gruba katılmadan bir köşede oturmak,
6- Sürekli olarak öğretmene anne-babasının ne zaman geleceğini sormak ve kapıdan ayrılmak istememek, gibi tepkiler görülebilmektedir.
Kimi öğrencilerde görülen baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, yüksek ateş… vb gibi belirtiler okula karşı duyulan kaygının diğer bir ifadesidir.
Yetişkinlerin de bir olaya üzüldüklerinde ya da bir sebepten dolayı kaygı duyduklarında bu tarz rahatsızlıklar yaşadıkları görülmektedir. Normal bir uyum sürecinde de yukarıdaki belirtilerin olması muhtemeldir. Anne ve baba, böyle bir durumla karşı karşıya geldikleri zaman telaşa kapılmamaları, okulla ile birlikte hareket ederek, sorunu çözümlemeye çalışmaları uygun bir yaklaşım olur.
Çocuk herhangi bir sağlık şikayeti (baş ağrısı, mide ağrısı vs.) ile okula gitmek istemediğini belirtiyorsa, anne-baba çocuğu yargılayıp, eleştirmeden dinleme yolunu seçmelidir. Eğer çocuğun herhangi bir rahatsızlığının olmadığı biliniyorsa, çocuğa uygun bir dille ve açıklayıcı bir konuşma yapılarak okula gelmesi konusunda ikna edilmeye çalışılması, bu olaydan psikolojik danışman ve sınıf öğretmeni de haberdar edilerek, gerçek sorunun ne olduğu araştırılmalıdır.
Çocuğun yaşamakta olduğu heyecanla karışık olan kaygının temel sebebi bilinmezliğe doğru atmış olduğu adımdır. Çocuk okula başlamadan önce onu duygusal açıdan hazırlanmalı, yaşayacakları hakkında ona bilgi verilmelidir Bu onun kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Okulda birçok arkadaşının olacağını, onlarla oyunlar oynayacağını ve onu çok sevecek öğretmenleri olacağını söylenmelidir.
Çocukların okula adım attıkları ilk gün yaşayabileceği en ciddi kaygı, sürekli okulda kalacağı, eve hiçbir zaman dönmeyeceği veya gününün tamamını okulda geçireceği ile ilgilidir. Eğitimin ilk haftasında uygulanacak oryantasyon programının ilk gününde çocuğa, okula geliş-gidiş saatleri hakkında bilgi verilmesi onu biraz olsun rahatlatacaktır. Anne – babaların ilk gün çocuğun sürekli yanına gidip ne yaptığına bakması doğru bir davranış değildir. Çocuğu öğretmen ve arkadaşları ile baş başa bırakmak daha doğru olacaktır.
Sabahları çocuğun evden sakin, huzurlu ve mutlu bir biçimde ayrılmasına özen gösterilmelidir. Her çocuğun uyum süresinin birbirinden farklı olduğunu göz önüne alınması gerekmektedir. Çünkü her çocuk farklıdır.
Okulun ilk günlerinde ve takip eden sonraki günlerde, anne-babaların sınıfta veya okulun içinde bulunması, çocuğun okula alışmasını zorlaştıran bir etkendir. Anne-baba çocuğu öğretmene teslim ettikten sonra, okuldan ayrılabilirler.
Eğer çocuk anne ya da babanın sabah okula gelmesi konusunda ısrar ediyorsa, ona herkesin bir görevi olduğunu, onun görevinin ise, okula gitmek olduğu belirtilmelidir. Kullanılacak olan ifadelerin kısa, net ve kesin olması çok önemlidir. Ayrıca söz ve davranışlarınızın tutarlı ve kararlı olması da o kadar önemlidir.
Çocuk okuldan eve geldiği zaman gününün nasıl geçtiği sorulmalı okul hakkında sohbet edilmelidir. Bu çocuğun daha hızlı şekilde uyum sağlamasına katkıda bulunacaktır.
Anne ve babaların çocuğun öğretmene bakışını olumlu kılacak davranışlarda bulunması gerekmektedir. Çocuğu öğretmenden korkutmamak uyumu sağlayacağı gibi başarısını da artıracaktır.
Yatış ve kalkış saatlerinin bir düzene oturtulması okula uyumun yanı sıra çocuğunuzun verimli öğrenmesine de son derece olumlu katkı sağlayacaktır.
Son olarak; çocuklar yeni şartlara büyüklerden daha kolay ve rahat uyum sağlamaktadırlar. Çocuğun yaşayabileceği güçlükler bir hafta on gün içinde yapılacak işbirliği ile ortadan kaldırılabilir. Bu süreçte çocuğun anne ve babaya güvenmesi ve sizi yanında hissetmesi onun en önemli yardımcısı olacaktır.
Bütün bunların yanı sıra çocuğun yaşantısının sadece “okul” olmasına izin verilmemesi gerekmektedir. Mutlaka ilgi duyduğu bir alanda bir meşguliyetinin olmasını sağlamak gerekir. Ayrıca, çocuğun akademik başarısı kadar sosyal becerilerinin de bir o kadar önemli olduğu unutulmamalıdır.