Çocuklarda sosyal fobi nedir?
1900’lü yılların başında Fransız psikiyatrist tarafından ortaya atılan sosyal fobi kavramı, insan psikolojisinde son yıllarda çok kullanılan ve araştırmaların çoğunda sözü geçen ve gün geçtikte önemi artan bir psikolojik problemdir.
Sosyal fobi, tam olarak kişilerin toplum hayatında, insani ilişkilerinde, sosyal faaliyet ve aktivitelerde bulunma ile birlikte bu faaliyetlere katılma noktasında yaşadıkları sıkıntılı bir durumu ifade etmektedir. Ayrı bir mana olarak da, kişinin tek başına yapabildiği faaliyetleri başka kişilerin karşısında rahatlıkla yapamaması durumudur. İnsanların bu rahatsızlık durumunu ortaya çıkaran faaliyetlerden kurtulmak için kişide oluşan kaygı, korku, duyduğu sosyal ortamlardan ve faaliyetlerden kaçınma, çekilme ve uzak durması gibi belirginleşerek ortaya çıkmaktadır. Aşırı olmamak şartı ile insanda görülen bazı hislerin ve duyguların ortaya çıkması normal olarak karşılamaktadır. Mesela insanda utangaçlık, çekingenlik gibi duyguların bulunması, fakat insanda bu hislerin ciddi ve yoğun bir şekilde korku ve kaygı oluşturmuyorsa o zaman problem olarak kabul edilmez. Bu hislerin, bir rahatsızlık olduğunu tespit edebilmek için insandaki duyguların şiddetine ve yoğunluğun derecesine göre belli olmaktadır. Yani insanda sosyal fobi diyebileceğimiz rahatsızlığın oluşması için, korku ve kaygı dediğimiz hislerin sosyal faaliyetler yapmak istediği halde yapamaması ve kaçınması ile onda ciddi bir yük ve ağırlık getirmesi ile sosyal fobi olduğu anlaşılmaktadır.
Çocuklarda sosyal fobi rahatsızlık durumu, özellikle tanımadığı insanlara karşı, bulunduğu ortamlara girememesi, çekilmesi ve geri planda durması, arkadaş edinememesi, dışarı çıkarak arkadaşlarla oynamaması, evde bilgisayar başında vaktini geçirmesi vs. Buna benzer daha birçok problem, anne ve baba tarafından doktorlara şikayet olarak aktarmaktadır. Çocuklar bu dönemlerinde tanımadığı insanlarla konuşmaktan ve kalabalık ortama girmekten, sosyal faaliyetlerde bulunmaktan korku ve kaygı duymaktadırlar. Bundan dolayı çekingenlik, uzak durma halleri ve ciddi huzursuzluk durumu oluşmaktadır. Bu duruma psikoloji ilminde sosyal kaygı veya sosyal fobi olarak adlandırılmaktadır.
Çocuklar çok korktukları durum ve bu şeylerden, özellikle girdikleri ortamda utanç verici bir hale düşmekten veya söyledikleri sözlerden dolayı yargılanmaktan, dalga geçilmekten gibi sebeplerden korktukları için bu sosyal ortamlara girmekten kaçınırlar. Çocuklar böyle bir duruma düştükleri zaman oldukça çekingen ve utangaç davranırlar. Toplum içinde söyledikleri sözlerden ve yapacakları şeylerden dolayı insanlar gözünde düşmekten korktukları için ne yapacaklarını ve nasıl davranacaklarını bilemezler. Böyle bir duyguya kapattıkları zaman farklı hissiyatta girmeye başlarlar. Herkesin kendisinden daha iyi, daha güzel ve daha üstün olduğunu düşünmeye başlarlar.
İnsanlarda çocukluk döneminde başlayan bu sosyal fobi rahatsızlığı daha sonraki hayatında ciddi sıkıntı ve problemler oluşturmaktadır. İnsanın hayatını sıkıntılı bir duruma sokmaktadır. Mesela çocuklarda özellikle okul döneminde tahtaya kalkma, söz alma, parmak kaldırma, toplum içinde konuşma ve sokakta birisine soru sorma vs. gibi durumlarda bu ortamlardan kaçmayı tercih ederler. Bu hissiyatın oluşması ileriki yaşlarda, aynı şekilde hayatını bu kişinin hayatını zora sokma ve toplum içinde sosyal faaliyetlerde ve aktivitelerde sıkıntı çekmektedirler. Bunları normal bir şekilde insanda bulunan çekingenlik ve utangaçlık gibi duygular, sosyal fobi olması noktasında birbirine karıştırmamak için onları ayırma yolu, çekingen ve utangaç olan insanlarda çevrelerinde insanlar olduğu zaman rahatsız oldukları, fakat sosyal fobisi olan insanlarda böyle ortamlarda başkalarının bulunmasından rahatsız olmakla beraber kaçınma durumu da oluşmaktadır.
Çocuklar böyle bir duruma düştükten sonra okula gitmeme, ders çalışmama, isteksizlik gibi neticeler olmakla beraber ayrıca pisikolojik olan mide bulantıları boğaz ağrıları, ateş basması, titreme ve bazı fiziki rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir.
Psikologların yaptıkları araştırmaya göre sosyal fobinin oluşması daha çok 20 yaş altında ki kişilerde görülmektedir. Bunlardan yüzde kırkı 10 yaşın altında, yüzde 95 oranında ise 20 yaşın altında sosyal fobi görüldüğü tespit edilmiştir.
Aileler öyle bir durumda çocuklarının sosyal fobisi olduğunu tespit ettikleri zaman hiç vakit geçirmeden hemen bir uzmana başvurarak bu konuda yardım almaları gerekmektedir. Ayrıca aile ve öğretmenler, çocukları bu gibi durumlarında çocuğa destek olabilmek için bir takım davranışlarda bulunabilirler. Mesela onun kaçındığı ve korktuğu şeyleri tespit ettikten sonra bu konuda cesaretlendirme, başarılı olabilecekleri sınıf faaliyetlerine katma ve sınıfta söz almasını sağlama gibi şeylere katmaya çalışmalıdır. Böylece çocuk girdiği ortamlarda ve yaptığı faaliyetler neticesinde kaygı ve korku duracak herhangi bir problem olmadığını görecek bu sıkıntıdan kendini kurtaracaktır.