Çölyak hastalığı çeşitleri ve gıdaların önemi nedir?
Çölyak hastalığının genetik bir hastalık olduğu bilinmesine rağmen, doğumdan sonraki dönemlerde ortaya çıkabildiği görülür. Hatta yaşı 70-80 olan bir kişide bile hastalığın yeni ortaya çıktığı belirlenmiştir. Bu sebeple hastaların çölyak açısından risk altında olduğu tespit edilirse, mutlaka bunun izlenmesi gerekir. Belirti vermeden ilerleyen çölyak hastalığı, ileri aşamada daha önemli hastalıkların oluşmasını sağlamaktadır. Çölyak hastalığı 4 farklı şekilde ortaya çıkabilir.
- Klasik çölyak hastalığı: Bu hastalık çeşidi daha çok süt çocuklarında ve küçük yaşta olan çocuklarda gluten tüketimiyle ortaya çıkar. Kişilerde kusma, dışkıda cıvıklık, karın ağrısı, kaslarda zayıflık gibi belirtiler ortaya çıkar. Çocuklar açısından büyüme geriliği gözlemlenir.
- Klasik olmayan çölyak hastalığı: Bu hastalar ise daha çok 5-7 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerdir. Diş minesinde oluşan bozukluklar, boyun kısa kalması, nedensiz şekilde demir eksikliği, kemiklerde erime, eklem sorunları gibi belirtiler göstererek hastalık kendini gösterir. Bunu yanı sıra kusma, ishal, karında şişkinlik, yemek borusunda reflü gibi şikâyetler oluşabilir.
- Sessiz çölyak hastalığı: Bu çeşit hastalık sağlam ve sağlıklı görünen çocukları ve yetişkinleri etkiler. Hastalık tesadüfen yapılan taramalarla belirlenecek olan çölyak hastalığı türüdür. Herhangi bir yakınması olmayan hastalar risk grubuna dâhil iseler, mutlaka çölyak açısından taranmalıdır.
- Potansiyel çölyak hastalığı: Bu hastaların yapılan kan testleri pozitif çıkmasına rağmen, ince bağırsaklardan alınan parçayla yapılacak biyopsi sonuçları normal ya da hafif değişken çıkar. Hastalarda herhangi bir bulgu olmamasına rağmen, ilerleyen zamanda çölyak hastalığına yakalanmaları riski vardır. Bu hastaların mutlaka çölyak açısından izlenmesi gerekir.
Çölyak hastalarının dikkat etmesi gereken konular nedir?
Hastaların her zaman diyetlerine uyması gerekir. İçinde gluten olan gıdalarla, bulunmayan gıdaları aynı yerde bile bulundurmamaları gerekir. Kullandıkları çatal, kaşık, bıçak, tabak gibi ürünler bile glutenli gıdalarla temas etmemelidir. Bir çay kaşığının sekizde bir oranda glutenli gıda bile hastalar için zararlıdır. Bu sebeple çölyak hastalarının zorlu yaşam sürecinde yapılabilecek tedbirler alınmalıdır. Hastalar için glutensiz un, ekmek, makarna gibi yiyeceklerin üretimi arttırılmalıdır. Bu konuda devlet üreticilere gereken teşviki ve desteği vermelidir.
Çölyak hastaları için güvenli gıdalar nelerdir?
Sıvı yağlar, mısır, karides, patates, pirinç, soya unu, nohut unu, yumurta, reçel, balık, midye, domates ve tuzla yapılmış salça, işlenmemiş kuruyemişler, dana, sığır, kuzu eti, kümes hayvanları, meyve ve sebzeler, kuru fasulye, nohut gibi bakliyatlar, toz şeker gibi gıdalar çölyak hastalarının tüketmesi için güvenli olan yiyeceklerdir.
Çölyak hastalarının tüketmemesi gereken besinler nelerdir?
Hazır çorbalar, arpa, yulaf, buğday ve çavdar ile yapılan yiyecekler, galeta unuyla pişirilmiş olan her türlü besin, malt içecekler, köfte, pilav gibi yiyecekler, sakız ve çikolata gibi gıdalar çölyak hastaları tarafından yenilmemelidir. Bu sebeple hastalar için özel olarak hazırlanmış glutensiz malzemelerle üretilmiş olan ürünlerin yaygınlaştırılması gerekir.
Çölyak hastaları neden glutensiz ekmeğe ihtiyaç duyar?
Bir sindirim sistemi hastalığı olan çölyak, kişilerin bir protein grubu olan glutene alerjisinden kaynaklanır. Bağırsak çeperlerinde düzleşmeye sebep olan çölyak, hastaların özellikle tahıl ürünleri tüketememe sorununa neden olur. Temel gıda maddeleri içinde olan ekmek tüketmeyi yaşamı boyunca yapamayacak olması, hastaların yaşamında çetin geçecek olan zorlukları beraberinde getirir. İstedikleri gibi ekmek, baklava, börek gibi besinleri hiç . Glutensiz undan imal edilmiş olan glutensiz ekmek, günümüzde bazı yerlerde üretilmeye başlamıştır. Hastaların sağlıklı bir yaşam sürmesi için, bunun gibi gıdalara ihtiyacı vardır. Çünkü çölyak hastalığı tanısı koyulana kadar bir hastalık olarak görülmez ve teşhisin yapılmasının ardından artık tamamen kişilerin yaşam biçimi haline gelir.