Diyarbakır Kalesinin özellikleri nelerdir?
Diyarbakır Kalesi Karacadağ’dan Dicle nehrine uzanan bir platonun, Dicle nehrine bakan dik yamaçlarında kurulmuş önemli kalelerden biridir. Diyarbakır Kalesi’nin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Şehrin doğusunu sınırlandıran Fiskaya isimli sarp kayalığın içkale kesiminin ilk yerleşme yerini oluşturduğu ve küçük çapta bir kalenin Huriler zamanında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Bir kale -şehir olan kent Amidi ,Amida, Amid, Amed, Agustia, Diyar-ı Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarıyla tarihte farklı isimlerle anılmıştır.
Diyarbakır kalesi dış kale ve iç kale olmak üzere iki ayrı bölümden oluşmaktadır. Dışkale, iç kaleyi saran ve onu koruyan bir yapıya sahiptir. Roma İmparatoru II. Constantius zamanında M.S. 349 yılında onarılarak güçlendirilen Diyarbakır Kalesi’nin çevresi UNESCO’ ya da konu olan surlarla çevrilmiştir. Kente egemen olan uygarlıkların yaptıkları eklentilerle genişleyerek günümüze ulaşan surlar farklı uygarlıkların izlerini taşımaktadır. Surlardaki oymalar, yazıtlar ve kabartma motifleri otuza yakın uygarlığın varlığını kanıtlar niteliktedir. Kale dış surlarının uzunluğu tam olarak 5200 metredir. 600 metre uzunluğunda ki İçkale surları ile birlikte Diyarbakır Kale surlarının toplam uzunluğu 5800 metreye ulaşmaktadır. Surların ve burçların yükseklikleri 7,6 ile 22 metre arasında değişmektedir. Genişlikleri ise 5-12 metre arasında değişmektedir.
Burçların ve surların duvar kalınlıkları 1,40 – 5,00 metre arasındadır. Kentin doğusundaki burçların duvar kalınlıkları 1,40-2,60 metre arasında değişmekte olup, diğer burç ve sur duvarlarına göre çok daha zayıf yapılmışlardır. En kalın kesitli burçlara kuzey ve batı tarafında ki bölgelerde rastlanılmaktadır. Buradaki burçların duvar kalınlığı 4,5–5 metreye kadar ulaşmaktadır. Dairesel burçların duvarları daha kalın kesitlidir. Diyarbakır kalesi dış surlarının 82 burcu ve 4 ana kapısı varken, İçkalede toplam 19 burç ve 4 kapı bulunmaktadır. Kale burçları birbirinden farklı yapılarda olsa da aynı bölgedeki burçlar benzer form ve yapılarda inşa edilmiştir. Surlarda en çok kullanılan yapı formu, kare, dairesel ve çokgen formudur. Kendine has mimari özellikleri ve tarihsel dönemin ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir.
Batı tarafındaki kalın duvarlı ve dairesel formlardaki burçlar savunmayı daha kolay hale getirmek için inşa edilmiştir. Keçi Burcu, Yedi Kardeş Burcu, Ben-u-Sen Burcu ve Nur Burcu en çok bilinen burçlardır. Burçların üç ya da dört katlı olarak planlandıkları görülmektedir. Burçların kapalı alanları iki katlı inşa edilmiştir. Burçların içerisindeki kapalı alanların zemin katlarının depo, birinci ve ikinci katların ise askeri amaçla kullanıldığı tespit edilmiştir. Depoların bulunduğu zemin kat küçük bir alana sahipken, askeri barınak işlevi gören üst katlar daha geniştir. Burçların üst kat bağlantıları sur içine bakan yüzlerde yapılmış merdivenler aracılığıyla, bazılarında ise burç içindeki merdivenlerle sağlanmaktadır.
Surlar’ın yapımında ana malzeme olarak bazalt taşı kullanılmıştır. 4. yüzyılda Suriye, Irak ve Kuzey Mezopotamya’da yaygın olarak kullanılan tuğla da surların yapımında kullanılmıştır. Bölgenin bizzat kendi toprağından üretilen tuğlalar, kavisli geçişlerde sık sık kullanılmıştır. Metal, döküm ve dövme demir ise Diyarbakır kale kapılarında kullanılan diğer malzemelerdir. Surlarda kullanılan taşların işlenişi ve boyutları, kullanım amacına göre değişmektedir. Surların alt kısımlarında daha büyük parçalar, diğer kısımlarında ise yapının alanına göre daha küçük ya da silindirik biçimli taşlar kullanılmıştır.
Düzgün dörtgen, kavisli, tulumbalı ve serbest moloz örgü biçimleri, surların konumuna ve işlevine göre kullanılan yapım teknikleridir. Diyarbakır kalesinin surlar ve burçları dışında diğer önemli bir öğesi de Suriçi bölgesine girişi sağlayan kapılarıdır. Diyarbakır kentini civarındaki kentlere bağlayan ana yolların kaleye girişini sağlayan dört kapısı bulunmaktadır. Bu kapılar, Urfa yolu üzerinde Urfa Kapı (Rum Kapısı), Harput yönünden gelen yol üzerinde Dağ Kapı, Mardin yolu üzerinde Mardin Kapı ve kenti Dicle nehrine ulaştıran Yeni Kapı (Dicle veya Su Kapısı)’dır.
Diyarbakır surlarının güney ve güneybatısındaki burçlar varlıklarını sürdürmektedirler. Ancak 27 ve 28 numaralı burçlar görünmemekle birlikte bu alandaki 4 adet burcun yalnızca zemin katları günümüze kadar ulaşmıştır. Diyarbakır kale surları ve burçların birçok nedenden dolayı tahribatlara ve bozulmalara yol açtığı bilinmektedir. Doğal afetler, bakımsızlık, işgaller ve yoğun araç trafiği bu tahribatların ana nedenleridir.
Diyarbakır Kalesi, kale olarak ayakta kalan dünyanın en büyük kalesidir. Surlarının uzunluğu ise Çin seddinden sonra gelir. Surların bir başka özelliği ise Kitabeler Müzesi olmasıdır.