Doğal afetlerde neler yapılmalıdır?
Dünya bizim sandığımız ve inandığımız kadar güvenli bir yer değildir. İçinde sınırsız güçlerin hareket ettiği karmakarışık bir sistemdir. Hemen her gün dünyanın çeşitli yerlerinde deprem, volkan patlaması, sel, heyelan vb. gibi felaketler oluyor. Bunların bir kısmını biz de ülkemizde yaşıyoruz. 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki Van depremi ve sonrasında yaşanan acılar ve yıkımlar her sefer sorduğumuz bir soruyu yeniden gündeme getirmiştir.
Bu tür felaketler karşısında bir şeyler yapabilir miyiz? Afetlere hazırlanabilir ve verdikleri zararı azaltabilir miyiz?
Bütün dünyada yaşanan deneyimler gösteriyor ki, afetlere hazırlıklı olmak can ve mal kaybını azaltıyor. Bu nedenle konunun üzerinde önemle durulmalı ve gerekenler yapılmalıdır.
Afetlere karşı yapılan hazırlıklar iki türlüdür.
- Devletin ve yerel yönetimlerin yaptığı hazırlıklar
- Yurttaşların yaptığı hazırlıklar
Çoğumuzda yerleşen yanlış bir anlayış bulunmaktadır. Bir kriz anında teknolojinin er ya da geç galip geleceğine ya da devlet kurumlarının sonunda bizi bu durumdan kurtaracağına inanırız. Elbette devletin, yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların afetlere hazırlıklı olması ve derhal harekete geçmesi yaşamsal bir özellik taşımaktadır. Bir afet durumunda, en büyük sorumluluk onların üzerindedir.
Ancak pek çok kere yaşananlarla kanıtlandığı gibi afetlerin ilk dakikalarında herkes kendi başınadır. Bu süre içinde bizleri ancak sadece kendi hazırlığımız ve bilgimiz koruyabilir. Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık, itfaiye, arama kurtarma ekipleri gibi birimlerin, tüm bireylere anında ulaşması mümkün olamaz. Afet sonrası, altın saatler olarak adlandırılan ilk 72 saat içinde her bireyin hazırlıklı olması şarttır. Bu insanları yaşama bağlayan saatlerdir.
Bazılarımız afeti bir alın yazısı, zaten kaçınılması mümkün olmayan bir şey olarak görmeyi tercih eder. Bu nedenle afete karşı hazırlanmak, bazılarına boş bir çaba gibi gelebilir. Bu tür düşünceler zihnimizde bulunan kötü olasılıkları kovup rahatlamamıza yardımcı olabilir, ama afet gelip bastırdığında hiçbir işe yaramaz. Karın yağıp ta yolları kapatmasını engelleyemeyiz, ama o çetin günleri yaptığımız hazırlıklar sayesinde donmadan ve aç kalmadan atlatabiliriz.
Afetler, aynı zamanda büyük can ve mal kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle kimi durumlarda malımızı ve canımızı nasıl koruyabileceğimizi bilmek hayati önem kazanır. Bu yüzden kendinizi ve ailenizi afetlere karşı nasıl etkili bir şekilde hazırlayabileceğinizi mutlaka değerlendirmelisiniz. İlk önce afete hazırlık açısından ailenizin temel ihtiyaçlarının neler olduğunu, bunların önceden nasıl planlanacağı ve temin edileceğini öğrenmelisiniz. Sonra da ülkemizde belli başlı olası afet koşullarında nasıl davranılacağı konusunda, gerekli araştırmaları yapmalısınız.