Düşünen Adam kimdir?
Yapımının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen birçok insanın hala hayran kalarak baktığı ünlü “Düşünen Adam” Heykeli, Auguste Rodin tarafından 1904 yılında yapılmıştır. Günümüzde özellikle felsefi düşüncenin bir sembolü haline gelen Düşünen Adam, Auguste Rodin tarafından yapılmadan 20 yıl önce tasarlanmış bir heykeldir. Rodin 1880 yılında Düşünen Adam Heykeli’nin küçük bir versiyonunu döküm olarak yapmasına rağmen bronz ve mermer karışımından yaptığı asıl heykele 22 yıl kadar sonra başlamıştır.
Yapımı iki yıl kadar süren Düşünen Adam Heykeli 1904 yılında tamamlansa da, Rodin’in çeşitli rötuşlarla heykeli günümüzdeki haline getirmesi neredeyse 1906 yılını bulmuştur. Düşünen Adam Heykeli’nin ilk olarak sergilendiği yer bir otel olmasına rağmen günümüzde bu otel “Rodin Müzesi” haline gelmiştir. Ülkemizde de birçok insan tarafından tanınan Düşünen Adam Heykeli’nin bir kopyası 2006 yılında Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenmiş ve yoğun ilgi görmüştür.
Şüphesiz ülkemizde bu sanat eserinin bu kadar çok tanınmasının en büyük nedeni, heykelin bir kopyasının da akıl hastanesi bahçesine konulmasıdır. Auguste Rodin tarafından yapılan birçok sanat eseri varken özellikle Düşünen Adam’ın seçilmesi fikri, 1950’li yıllarda başhekim olan Fahri Celal Göktulga’dan çıkmıştır. Bakırköy’de yer alan Düşünen Adam Heykeli kopyasının yapım hikayesi de oldukça ilginçtir zira Başhekim Göktulga, bu heykeli hastanede yatan Kemal Künmat adındaki bir hastaya yaptırtmıştır.
1953 yılıda güzel sanatlar ile ilgili bir dergide Rodin’in Düşünen Adam Heykeli gören Celal Göktulga, bir heykeltıraş olduğunu bildiği hastası Kemal Künmat’a bu eserin bir kopyasını yapmasını istemiştir. Ancak heykeltıraş eserin tamamlanmasına çok az kala başhekimden para istemiş ancak bu tür bir ödenek olmadığı için emeğinin karşılığını alamamıştır. Bunun üzerine kızarak eseri tamamlamadan hastaneden ayrılan Kemal Künmat, Düşünen Adam Heykeli’nin kopyasını da kolsuz bir biçimde bırakmıştır.
Takip eden dönemde hastane yönetimi heykel sorununa bir çözüm ararken hastaneye yatan bir başka hasta heykeli tamamlayabileceğini söylemiş. Başhekim kolu hariç her yerinin büyük bir titizlikle hazırlandığı heykelin acemi birisi tarafından bozulmaması için hastadan ki bu hasta depresyon teşhisiyle hastaneye yatırılan Yüzbaşı Mehmet Pişdar’dır, önce ayrı bir kol yapmasını istemiştir. Pişdar farklı bir kayadan çok güzel bir kol parçası yapınca heykeli tamamlama görevini almış ve karşılığında da heykeli bitirdikten sonra taburcu edilmiştir.