Duyu nedir?
Duyu, özel bir fiziksel veya kimyasal uyarıyı almak, uyarıyı beyne iletmek için elektrokimyasal bir mesaja dönüştüren fiziksel sistemdir. Beyin bu mesajı alır, yorumlar ve düzenler. Bu demektir ki, koku duyusu burnumuzda değil beynimizde oluşur.
İnsanlar, duyuların ayrımını yapabilmek için en düşük uyarı düzeyini kullanırlar. Her hangi bir duyumsamayı yaratmak için kullanılan bu en düşük uyarı düzeyi, mutlak eşik olarak adlandırılır. Bu değerin altında kalan hiçbir şeyi fark edemeyiz, üstünde kalanları ise duyumsarız. Fakat bilgilerin depolandığı beyinde, o konu hakkında bir bilgi yok ise duyumsamamız zordur. Beyinde toplanan bilgiler ışığında, elektromanyetik dalgalı gelen şifreli duyumsamalar çözülmektedir. Dünya hakkında bildiklerimiz, duyularımızla algıladıklarımız ile sınırlıdır. Kullanmakta olduğumuz duyularımız, ayırt edebildikleri sinyal aralığı ile sınırlı çalışmaktadırlar. Görsel olarak, 400 – 700 nanometre elektromanyetik alanla sınırlıdır. Bu elektromanyetik alanlar, mor, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kımızı gibi renklere karşılık gelmektedir. Bu aralıklar, kırmızı ötesindeki dalga boylarını yakalayan özel görüş gözlükleri ile genişletilebilmektedir. Doğada bulunan bazı canlılar, insanlara göre daha geniş bir görüş yeteneğine sahiptir. Örneğin Yılanlar, diğer hayvanlardan gelen ısıyı algılayabilmek için dudaklarında bulunan duyu algılayıcılarını kullanırlar. İşitsel penceremiz ise, saniyede 20 ila 20.000 arasında değişen bir dalga boyu ile sınırlıdır. Bu aralığın dışındaki sinyaller, ancak özel aletler ile hastalık tedavilerinde kullanılmaktadır. Bu aletler, vücudun içindeki tümörleri yakalamak veya kalp hastalıkları için tarama yapmakta kullanılmaktadır.
Görsel ve işitsel pencerelerimiz, sınırlı noktalara kadar açıktır. Benzer şekilde, kimyasal penceremiz burun kanallarımızda ve dilimizde molekül yapısı dar bir pencereye hitap etmektedir. Bu nedenle, insanlar daha fazla görmek ve duymak için çalışmaktadırlar. Böylelikle, dünyada bilinmeyen pek çok konuda çözümlenecektir.