Eleştirmeden yaşama sanatı nedir?
Daha önceden böyle bir sanat ismi duydunuz mu bilemeyeceğim ama benim hoşuma gitti bu sanat. Evet, sanat herkesçe yapışası güç bir alanı ifade ediyor. Sanatla uğraşan kişileri aydın kişilikler olarak ifade ediyoruz. Sanatçıların söylediklerine karşı bilincimiz daha iyimser ve kabul edici bir mahiyette çalışır. Tabi bunu genellemiyorum. Eleştirmeden yaşama sanatının da bu nedenle herkesçe yerine getirilemeyeceğinden bahsetmek isterim.
Kendisini hatasız gören kişilik, veya karşıdakini alçak gören tipler, kibirli, nankör, haysiyetsiz, kötümser kalıplar içerisinde yaşayan herkes, şahısları eleştirmeyi çok sever. Bu eleştirinin yapıcılığı konusuna girmeyeceğim. Çünkü yapıcı eleştirici diye bir şey yok. Genelde kişi eleştiri sırasında kendi nefsine alet olarak karşıdakinin üzüp, üzmediğini asla düşünmez ve bu sebeple karşıdaki kişinin zayıf yanlarını veya hatalarını eleştirir.
Öyleyse, eleştiriden uzak olarak yaşayabileceğinizi biraz düşünün. Bunu yapabilecek misiniz? Bugün birilerinin arkasından konuştuysanız da, dedikodu yani eleştiri yapmış oldunuz. Muhakkak bugün, dün, yarın farkında olmadan eleştirilerde bulunacaksınız. Hatta bu eleştirme konusu artık daha kolay yapılıyor. Facebook üzerinde tanımadığımız kişileri bile rahatlıkla eleştiriyoruz. Sebep, bizim gibi düşünmemesi, farklı olması, ve daha birçok absürd sebep.
Kurtulma için
Birini ezmeyi düşünüyorsanız, zayıf yönlerinize odaklanmadan güçlü yanlarınızı geliştirmeyi düşünürsünüz. Evet, birilerini ezmeniz için zaten sahip olmanız gereken tek şey güç. Ama yapıcı olmanızı ve çözüm üretmeniz gereken duygu ise, sevgi. Eğer sevgiyle kainata bakmayı öğrenebildiyseniz, eleştirel yaklaşım değil, pozitif, yapıcı, olumlu yaklaşımlarla çevrenize yararlı olabilirsiniz. Ama diğerlerinin düşüncelerini, farklılıklarını kendinize düşman edinerek, asker modunda yaşarsanız, eleştirel dünyanız sürekli gelişir. Şunu unutmayın eleştirme ihtiyacını duyan insan, zayıf olur. Karşıdakinin kendisinden zayıf yönünü tespit eder etmezde kendisini ispat etmek adına eleştiriye başlar. Buda kişinin kendisini sevmemesi, barışık olmamasıyla alakalı bir durum.