EMO nedir, nasıl olunur?
Son 10 yıl içinde sayısı giderek artan ve çoğu insana “Nedir bu EMO’luk” şeklinde sorular sordurtan EMO akımının ne olduğu, gerçek anlamda dünya genelinde dahi hala tartışıla gelen bir konudur. İngilizce “duygusal” manasında gelen Emotional kelimesinin kısaltması olan EMO tabirinin kullanılması ile gündeme gelen bu akım/moda/yaşam tarzı/sosyal kimlik simgesi, kesin bir ifade edile tanımlanması oldukça güç bir “şeydir”. Zira sadece belirli bir müzik türünü dinleyen kişilere EMO denmediğinden, EMO “olmak” ile müzik kültürü arasında doğrudan bir bağ kurmak söz konusu değildir. Benzer şekilde sadece giyim tarzına endekslenerek EMO’luk ile ilgili bir tanımlama yapmak da yanlış olacaktır çünkü söz konusu giyim olduğunda sadece moda akımlarından söz edilmesi gerekir. EMO olmanın bir yaşam felsefesi olduğunu söylemek ise tamamen konunun yanlış yorumlanmasından ibarettir çünkü bu tarz yaşayan bir insanın bugüne kadar felsefe tarihi boyunca dile getirilmemiş düşüncelerden oluşan ve köklü bir temeli olan bir düşünce sistemine sahip olması da söz konusu değildir.
Felsefi bir akım olarak bahsedilebilecek orijinal bir yanı olmayan ancak sadece müzik tarzıyla da bağdaştırılamayan EMO’luk kimilerine göre ergen yani İngilizcede “Teenage” olarak ifade edilen dönemde yaşanan kısa süreli bir değişim sürecidir. Kimlik bulma çabası içindeki ergenlik çağının başındaki gençlerin rağbet gösterdiği EMO’luk, “Get Up Kids” albümleri ya da bazı t-shirtlerle de ifade edilmeye çalışılmaktadır. Eski kıyafet giymek ya da saçların taranmadan “farklı” şekillere sokulması, boyanması bir insanın EMO olması için yeterli midir? Belki de yeterlidir…
Drive Like Jehu, Mohinder, Saves The Day, Takin’ Back Sunday ve The Movielife gibi gruplarla 1990’lardan itibaren müzik piyasasında da bir “EMO” akımının şekillenmeye başladığından söz edilebilir. Önceli dönemlerinde müzik kültürü ve özellikle “giyim tarzı” ile bakıldığında, EMO’luğun büyük oranda “Punk” olmak/yaşamak ile ilgili olabileceği göze çarpmaktadır. Ancak dünya genelinde tabiri caizse “pek çok taşı yerinden oynatan” ve kendi ruhunda barındırdığı anarşizm temalarıyla siyasal bir eleştiri olarak da öne çıkan Punk akımı ya da Punk yaşam tarzı ile EMO’luğun bir olarak görülmesi de mümkün değildir. Zira EMO’yum diyen tüm insanların müzikal anlamda ortak paylaşımları tartışma konusu iken, siyasal açıdan “büyük oranda yaşlarından da kaynaklı” belirli bir görüşü savunmadığı da ortadadır.
“Her şey, dışardan anlaşılabildiği oranda açıktır” ifadesinden yola çıkarak, EMO’luk hakkında net bir şey söylenmesi ise oldukça güçtür. Zira kendisini EMO olarak tanımlayan bir kişinin de birkaç grup dinlenmesi, saç stilleri ve giyim tarzı dışında konu ile ilgili felsefi ya da yaşam tarzı olarak ifade edilebilecek bir şey söylemesi güçtür. EMO olduğunu söyleyen kişiler için bizzat bu yazının kendisi dahi yüzeysel gelebilir. Kendini ifade etme ve anlaşılabilir olma konusunda pek de hevesli olunmadığı düşünülürse, kim bilir belki de EMO olmak “dışardan anlaşılamaz olmak, farklı ve gizemli görünmek” olabilir…