Erteleme alışkanlığı nasıl aşılabilir?
“Bugünün işini yarına bırakma” atasözü hepimizin dilinde pelesenk olsa da, çoğumuz erteleme hastalığına tutunmuş bir halde yaşayıp gidiyoruz.
Bugünün işlerini yarına, hatta öbür güne hatta iki gün sonraya -zaman ne kadar el veriyorsa- bırakıp, yumurta kapıya sıkışınca hemen harekete geçen bir sürü insan var. Ertelemeyi normalleştiren bireylerin yaşam amacı, yumurtaları kırmamak sanki.
Uzmanlar erteleme eğiliminin sonradan geliştiğini ve kolayca alışkanlık haline gelerek huya dönüştüğünü söylüyorlar. Hoşlanılmayan işleri yapmayıp, ötelemek veya ‘yapmak istediklerim’ listesini bir türlü eritememek şeklinde görülen erteleme huyu, yaydığı sahte rahatlık hissiyle kuzu postuna bürünmüş kurt gibi tasvir edilebilir.
İnsan sevmediği işleri erteleyebilir; ancak o işlerin aklını kurcalamasına engel olamaz.
İnsan hayalini kurduğu, başlamak istediği işleri yapmayı da erteleyebilir; ancak onları yapma arsuzundan vazgeçmez.
Her iki durumda da, hiç başlanmayan veya tamamlanmayan işler aklın bir köşesinde durup, kırmızı alarm verdiklerinden, işleri yapıp bitirmenin yaşatacağı hazdan, doyumdan tamamen uzak olarak zamanını, günlerini kaygılı geçiren insan, yavaş yavaş özdeğer duygusunu da zedelemeye başlar.
Üstelik, hoşlanılmayan ama mutlaka yapılması gereken işler ertelendikçe çok daha sevimsiz hale geliyorlar. Bunu herkes deneyimleşmiştir herhalde.
İnsanın özellikle sorumluluk alanına giren işleri erteleme huyunun iş hayatını, ilişkileri, arkadaşlıkları tehlikeye sokabilecek kadar güçlü bir negatif etkiye sahip olduğu bilinmelidir. Ertelemek güvenilirliği de sarsar.
İş hayatında ilk olarak hoşlanılmayan işleri tamamlamanın yaşattığı rahatlığın, insanları duygusal olarak daha moralli ve enerjik kıldığını söyleyen çeşitli araştırmalara göre, motivasyonu artırmak için yapılacak en akıllıca hareket işleri sıralarken sevilmeyenleri başa, sevilenleri ise sona koymaktır. Böylece zamansızlıktan değil duygu yönetim problemi yüzünden erteleme eğiliminde olan insan kendiliğinden, doğal bir şekilde bu zararlı alışkanlığını terk edebilecektir.
Farkındalığı artırmak da sorunun aşılması için önemlidir. Yani insan neden bazı işleri hemen yapmak yerine sonra yapmayı seçtiğini sorgulamalı. Bunu yapmasına yol açan nedenleri kağıda dökmeli ve kendini anlamaya çalışmalıdır. Birtakım işlerden kaçınmanın ona ne kazandırıp ne kaybettirdiğini araştırmalı, erteleme huyunun hayatını ne yönde etkilediğine dair kişisel bir analiz yapmalıdır.
Seneca’nın sözü de kulaklara küpe olmalı tabii: “Biz ertelerken, hayat hızla geçip gider.”