Eski mısır’ın dini inancı nedir?
Eski Mısır’lılar kendilerini dünyanın en dindar insanları olarak düşünürlerdi. Ancak inandıkları din çok tanrılı ve sapkın bir din olduğu için, hak dininden oldukça uzak bir dine bağlanmışlardı. Halk, koyu tutucu bir şekilde bu dine inanıyordu. Halk, firavunlara tanrı ya da tanrının oğlu olarak kabul ediyordu.
Mısırın dört bir yanı çöllerle, dağlık arazi ve denizlerle kaplı olduğu için; Farklı ülkelerden yapılacak olan saldırıları kolaylıkla engelleyebiliyorlardı. Mısır’ı savunmak oldukça kolaydı. Mısır’lılar dış dünyaya kendilerini kapattıkları için, herhangi bir olaydan haberleri olmazdı.
Firavunların yaşayan bir tanrı olarak görülmesi, firavuna güç veriyordu. Firavunların yaşam tarzı ve sapkın oluşlarından dolayı Hz. Musa ve Hz. Harun, Firavunların hak dinine gelmesi için onlara çağrı yaptılar. Fakat Firavun, Hz. Musa’yı bir tehdit olarak görmeye başladı. Firavun, Hz. Musa’ya ve Hz. Harun’a Yunus suresinin 78 ayetinde şunları söyledi; “Onlar: “Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz” dediler.” Firavun, kendi dinlerine göre en büyük ve tek tanrı olduklarını söylerlerdi. Oldukça büyüklenen bir yapıları vardı. Sevgi, şefkatten oldukça uzak, kibirlenen bir tavırları vardı. Halkına karşı zorba davranışlarda bulunurlardı.
Firavunlar 3000 yıldan fazla bir saltanat sürdü. Aşırı derecede halkına zülüm eden acımazsız baskıcı insanlardı. Bütün firavunların tek bir ortak özelliği vardı. Kendilerini tanrılaştırmasıdır. Halk firavuna saygı göstermek zorundaydı. Aksi takdirde öldürülürdü.
Tek tanrıya inanmak gerektiğini söyleyen, dördüncü Amenofis isimli firavun tahta geçtikten sonra, halkına hak dinini savunmuştur. Firavuna inanan rahipler ve askerler tarafından baskı görmeye başlamış ve milattan önce 14. Yüzyılda zehirlenerek öldürülmüştür. Amenofis’ten sonra tahta asker kökenli firavunlar geçti. Ve Amenofis’ten sonra gelen bütün firavunlar Rahiplerin etkisi altında kaldılar.
Firavunlular yaşlılara kıymet verirdi. Öyle ki; yaşlı bir adam bir yere gelince ondan küçükler ayağa kalkmak zorundaydı. Domuz eti yenmesi yasaktı. Erkek çocukları sünnet edilirdi. Tapınaklara girmeden önce abdest alırlardı. Cinsel ilişkiye girdikten sonra, bildiğimiz gusül abdesti almak zorundaydılar. Mısırlılar kendi öz kardeşleri ile evlenebilirlerdi. Bu yüzden doğan çocukların bir bölümü sakat olurdu.