Ezine neresidir?
Çanakkale ilinin şirin bir ilçesi olan Ezine, tarihi yapısı ve doğal güzellikleriyle bilinen bir yerleşim yeridir. Doğusundaki Kaz dağı, batısındaki Ege denizi ile bütünleşen bir yerdir. İkinci mezozik çağ oluşumu olan Ezine, düz bir alanda kurulmuştur. İlçeden geçen Akçin çayı ve Menderes çayıyla harika bir doğa güzelliğine sahiptir. Tarihte antik çağlarda Çaltıkıran Tepesinde kurulmuştur. Sonradan bu yerleşim yerinin yanında kurulmuş Danişment adlı yerleşim bölgesinde yaşam başlamıştır. İlçede bulunan Ulu cami bu dönemde yapılmış tarihi bir eserdir. Uzun dönem Selçukluların hâkimiyetinde kalan ilçe, sonradan Karesi beyliği ve Osmanlıların idaresine geçmiştir. Karesi beyliğinin döneminde Ezine ilçesinin bugünkü yerleşiminde olduğu bilinmektedir. Ezine cumhuriyet döneminde Atatürk’ün ziyaret ettiği yerlerden birisidir. Ezine’de Akdeniz bitki örtüsü hâkimdir, ancak ormanlarda geniş yer tutmaktadır. Marmara ve Ege bölgesinde geçiş yerinde bulunması yüzünden, yörede her iki iklimin etkisi görülmektedir. Yaz dönemi sıcak ve kurak, kış dönemi ılık ve yağışlı geçer. Yılın her döneminde ilçeyi ziyaret edebilirsiniz. 37 km kadar olan sahil şeridiyle Geyikli, Ezine, Aktaş ve Tavaklı plajları hem denizin keyfini çıkarmak, hem de Bozcaada’nın karşısında manzaranın eşliğinde tatil yapabilirsiniz.
ABDURRAHMAN CAMİİ: Orhan Gazi zamanında inşa edilen caminin yapımı 1310 yılında olmuş. Caminin kurucusu Abdurrahman Bey’dir. Yöre halkı bu camiye Ulu Cami demektedir.
SEFERŞAH CAMİİ: İlçenin merkezinde yer alan cami, küçük bir mescit havasındadır. Yıldırım Beyazıt zamanında inşa edilen caminin bahçesinde Seferşah Bey’in temsili yapılmış kabri bulunmaktadır.
ZEYTİNLİ CAMİ: İlçedeki köprünün batı tarafında yer alan cami, hicri 1970 yıllarında inşa edilmiştir. Camiyi kuran kişinin Kethüd Mehmet Efendi olduğu bilinmektedir.
SEFERŞAH HAMAMI: İlçe içinde köprübaşında bulunan büyük, haşmetli bir çifte hamamdır. İçinde ılıklık bölümü, halbet ve geniş kubbesi olan soğukluk bölümü vardır. Hamamın içindeki göbek taşı 8 köşeli ve çevresinde 2 halbet ile 3 eyvan vardır. Günümüzde hala faaliyet gösteren yapıyı ziyaret edebilirsiniz.
AHİ YUNUS TÜRBESİ: Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmış olan türbe, 1324 yılında inşa edilmiştir. Türbenin içinde olan üç sandukadan birisinin Ahi Yunus’a diğer sandukaların kardeşlerine ait olduğu bilinmektedir. Geniş pencereleri olan bina, ahşap ve kiremit çatılıdır. Türbesi restorasyon edilmiştir.
EREN DEDE: İlçenin güneyinde bulunan tepede yer alır. Kimliği hakkında fazla bir bilgi olmasa da, bölgeye geleneksel düzenlenen ziyaretler, her yıl Nisan ayının üçüncü Pazar’ında yapılmaktadır.
KEMALLI KÖYÜ CAMİİ VE HAMAMI: 14. yüzyılda 1. Murat zamanında yaptırılmış olan cami, tek kubbeli ana mekân ve çapraz revaktan oluşmuştur. İlçede Kemallı köyündedir. Hamamı ise Osmanlıların döneminde inşa edilmiş ve bölgenin en eski hamamıdır. Hamamın içinde ılıklık, soğukluk ile 2 halbet bölümü bulunmaktadır.
NEANDREİA KALESİ: Kalenin konumu ilçenin sahilini ve Mahmudiye kasabasını görebilecek şekilde inşa edilmiştir. 63 hektarlık alanda kurulu olan kalenin surları ve kuleleri ilgi çekicidir. Bu kulelerin bazı tarafları M.Ö. 4 yy, diğerleri ise M.Ö. 5 yy da inşa edilmiştir. Zamanında oldukça önemli bir yapı olduğu bilinmektedir. Kalenin güney doğu bölümünde Apollon heykelinin bulunduğu söylenmektedir.
ALEXSANDREİA TROAS ANTİK KENTİ: Antik kentin M.Ö. 310 yıllarında Antigonos’un tarafından kurulduğu bilinmektedir. Hellespont’a yakın konumuyla, Truva kadar önemli bir yerdir. Limanının denize hâkim konumuyla, zamanın önemli yerleşim yerlerindendir. Roma imparatoru Augustos zamanında yeniden canlandırılmış olan antik şehir, başkent olarak düşünülmüştür. Antik kent çevrede Eski İstanbul olarak ta anılır. Erken Hıristiyanlık dönemini yansıtan önemli bir tarihi eserdir. Havari Poulos kenti ziyaret ettiğinde, Avrupa’ya Hıristiyanlığı buradan ilan etmeyi düşünmüştür. Şehirde hamam, liman, çarşıdaki yapılar ve saray bölümünün kalıntıları ilgi çekicidir.
KESTANBOL KAPLICALARI: Tarihte Antigon döneminden sonra kullanılmış olan kaplıcaların sertlik derecesinin 0 olduğu bilinir. Yörede şifalı özelliği olduğu söylenmektedir. Rivayete göre, Hz. İsa’nın havarilerinden Saint Paul’un kaplıcada bir ölüyü yıkayıp dirilttiğine inanılmaktadır. Cilt hastalıkları, kadın hastalıkları, romatizma ve siyatik ağrılarına iyi gelir.
TAVAKLI SAHİLLERİ: Medeniyetlerin yaşamış olduğu yörede, deniz ve ormanlarının güzel havasıyla ziyaretçilerini beklemektedir. Bu bölgede su sporları ve yürüyüş yapabileceğiniz yerler mevcuttur. Orman içinde trekking için uygun alanlar da vardır.
DALYAN KOYU: İlçede önemli bir doğal koy olan alanda, sahilin ve denizin liman şehrine yakışır güzellikte olduğunu söyleyebiliriz. Balıkçılığa merakınız varsa, Dalyan koyuna mutlaka gitmelisiniz.