Farklılıkların yönetimi nedir?
Küreselleşen dünya ve firmalarla beraber ortaya yeni kavramlar çıktı. Bu kavramlar bu küreselleşme sürecinde ortaya çıkan sorunların muhakkak daha iyi bir şekilde çözümlenmesine yönelik olarak doğdu. Farklılıkların yönetimi de bunlardan birisi. Aslında küreselleşme olmadan öncede insanlar arasında farklılıklar söz konusuydu. Ancak bu farklılıkların sorun teşkil edebilecek şekilde birbirleriyle iletişime geçmeleri, aynı mekan ve iş yerlerinde olmaları söz konusu olmadığından bu tür bir yönetime de ihtiyaç yoktu. Bundan başka insanlar çok uzak kişilerle bir araya gelmediklerinden dolayı da, farklılıklar aslında yüzeysel bir şekilden ibaret kalıyordu.
Şimdi ise, farklı dil, din, ırk, düşünce, fikir ve ruh haline sahip birçok insan, aynı firmalarda beraber firmanın geleceğinin planlanması için çalışmak durumundalar. Tabi bu süreçler içerisinde farklılıklardan dolayı ortaya çıkan anlaşmazlıklar söz konusu. Bunlarda kendilerini kurumsal anlamda kanıtlamak isteyen firmalar için istenmeyen bir durum. Farklılıklardan dolayı kaynaklanacak olan kalitesizliğin ve verimsizliğin ortadan kaldırılması için ortaya atıla faklılıkların idaresi, tam olarak da şirket içerisindeki farklılık bilincinin zayıflık olarak algılanması değil, tam tersine bir güç olarak algılanmasını ve kabul edilmesini sağlamakta.
Hiç kuşkusuz insanları tek bir potada eriterek benzeştirebilmek çok zor. Üstelik tek bir kanaldan insanlar üzerine yüklenmeye çalışılan kültürlere karşı insanları bilinçli bir şekilde kendi fikir ve inançlarını korumaya çalıştığı şu günümüzde. O zaman şirket içerisindeki tüm faklılıkları görmezden gelemden onları farkındalığını arttıracak çalışmalarla ekibe uydurulması gerekiyor. Bu anlamda farklılık yönetimi, kişilerin din, dil, ırk, düşünce gibi farklılıklarının kale alınmasını değil, şirket için ortaya koydukları veya koyacak oldukları fikir, proje, düşünceleri kale alarak, insanların şirket içerisindeki konumlarını ve ödüllerin belirliyor.
Böylece, şirket içerisindeki farklılıklar, kendilerini şirketle bütünleştirerek, kurum kültürünün herkesi destekleyici bir mahiyete sahip olduğu ve tek bir inanç, fikir, düşünce, dil, din kurumu olmadığını ortaya koymakta.