Fasulye zararlıları nelerdir?

İklim, toprak ve diğer faktörlere bağlı olarak, şartların hastalık ve zararlıların fasulyenin gelişmesine zarar vermesi yönünde seyretmesi, büyük verim kayıplarına neden olmaktadır. Hastalık ve zararlıların neden olduğu verimdeki bu düşüşü azaltmak için ilk olarak bu hastalık ve zararlılara dayanıklı olan çeşitlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca kültürel tedbirler ve iyi bir ilaçlı mücadele yapmakla hastalıklara ve zararlılara karşı önlem alınabilmektedir.
fff
Hastalıklar genel olarak fungal, bakteriyel ve virüslerden kaynaklanmaktadır. Fungal hastalıklar; Pas (Rust), hava nispi neminin %95 ve sıcaklığın 17-27°C arasında olduğu bölgelerde daha sık görülür, hastalık üründe % 18-50 civarında bir kayba neden olmaktadır. İlaçlı mücadelesi sülfürlü bileşiklerle yapılmakta olup çiçeklenmeden önce bir dekar başına 2.5-3.0 kg ve her 10 günde bir uygulamak gerekmektedir. Bakteri hastalığının yaprakta belirtisi ve tarlada neden olduğu zarar fasulye yaprak ve baklalarda antraknoz hastalığının görünüşü Antraknozun serin ve yağışlı bölgelerdeki etkisi daha fazla olup, havanın nispi nemi ortalama % 92 ve sıcaklığın 13-26°C olduğu durumlarda yoğunluğu daha artmakta, % 100’e varan verim kaybına yol açmaktadır. Hastalığa karşı sistemik tohum ilaçlarından Ceresan, tarla ilaçlarından ise Zineb, Benomyl, Captafol ve Carbendazim uygulanması gerekmektedir. Kök çürüklüğü bu fungal hastalıklar gibi hava nispi neminden daha ziyade, sıcaklık (18-32°C) ve toprak pH’sına bağlı olarak oluşmaktadır. Üründe % 60’a varan oranlarda kayıplara sebep olabilirler. İlaçlı mücadelesi her hastalık için ayrı olup, Captan şeklinde yapılır. Yaprak ve bakla yanıklığına karşı Zinep uygulanmaktadır.

Fasulye antraknozu hastalığı, ilk olarak yeni çıkmış olan fidelerin ilk yapraklarında ve gövdelerinde koyu kırmızımtrak kahverengi, içe çökük lekeler şeklindedir. Böyle fideler, henüz gelişmeden ölürler. Daha sonra ise belirtiler yapraklarda, damarlarda yer yer uzunlukları farklı ölçülerde ilk önceleri kırmızımtrak kahverengi daha sonraları ise siyah lekeler, şiddetli hallerde de damarların birleştikleri yerlerde genel olarak üçgen şeklinde kurumalar ve bu bölümlerin yırtılması, dallarda uzunlaşamama, içe çökük, tek tek ya da birbirleri ile birleşmiş kahverengi ve siyah lekeler, meyvede daha çok 1 -5 mm çapında etrafı başlangıç aşamasında kırmızımtrak kahverengi, iç kısımları siyah, orta kısmı ise açık kahverengi ve içe çökük yuvarlak lekeler olarak görülür. Tohumlarda, beyaz, tanelerde siyah ya da kırmızımtrak kahverengi, açık renkli tanelerde kırmızımtrak kahverengi yuvarlak lekeler oluşmaktadır. Genç fidelerde ölüme ya da gelişmenin yavaşlamasına yol açmaktadır.

Fasulye pası hastalığı önce yapraklarda kahverengi lekeciklerin oluşması ile başlar. Lekeciklerin etrafında açık sarı renkli bir halka bulunur. Lekeler daha sonra siyahımsı koyu kahverengi rengi almaktadır. Genel olarak yapraklarda görülmekte ve bitkinin diğer kısımlarında zararlı olabilmektedir. Pas, erken oluşursa yaprakların kurumasına ve kıvrılarak dökülmesine neden olur. Erken kuruma ve çökmelerden dolayı ürün kayıplarına yol açmaktadır.

Fasulye kök çürüklüğü hastalığı, tohumun çimlenme döneminden başlayıp bitkinin ileri dönemlerine kadar görülebilmektedir. Bitki, toprak yüzeyine çıkmadan önce ölebilir, bu durumda tarlada boş alanlar ortaya çıkabilir. Hastalıklı bitkide bir bodurluk, yapraklarda dökülme, ve en sonunda kurumalar görülür.
Fasulye adi yaprak yanıklığı hastalığı önemli hastalıklardan biridir. Bu hastalığın ilk ve tipik belirtileri, kotiledon yapraklarda görülmektedir. Hastalık, görüldüğü yerlerde önemli zararlara ve ürün kayıplarına sebep olmaktadır.

Fasulye hale yanıklığı hastalığının ilk belirtileri kotiledon yapraklarda görülmektedir. Küçük, köşeli, yeşilimsi-gri yağ lekeleri dikkat çekmektedir. Hastalık, bilhassa kuru fasulye çeşitlerinde önemli zararlara yol açmaktadır.

Adi mozaik virüsü hava sıcaklığının sıcaklık 26-32°C arasında olduğu zamanlar böcekler tarafından yayılması en üst seviyeye çıkar, virüs bulaşık tohumlarla da taşınabilir, bu hastalık verimde % 100’e varan kayıplara yol açmaktadır.

Bir Cevap Yazın