Fatih Terim’in oyun sistemi nasıl işliyor?
Türkiye’nin en başarılı teknik adamlarının başında gelen Fatih Terim, saha içi ve saha dışında kendine has duruşu ve çizgisi ile dünya çapında bir futbol markası olmayı başarmıştır. Fatih Terim’i diğer teknik adamlardan ayıran en önemli özelliği kuşkusuz hırsıdır. Saha içinde sanki kendi mücadele ediyormuşcasına yedek kulübesinden zaman zaman oyuna müdahalelerde bulunan tecrübeli teknik adam, oyuncuların motivasyonunu en üst düzeyde tutarak, hırslı oyun anlayışını benimsemiştir. Galatasaray ile 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazanmayı başaran Terim, o dönemlerde takıma oynattığı hırslı ve önde press uygulayan futbol anlayışı ile İtalya’nın sağlam futbol ekolü takımlarından Milan’ın başına geçmeyi başarmıştı.
İnanmışlık ruhu
Fatih Terim, ünlü bir teknik adam oluşunun yanında belki de Türkiye’nin en etkili motivasyon uzmanı diyebiliriz. UEFA Kupası yıllarında soyunma odasında yapmış olduğu motivasyon konuşmaları sonradan medyaya sızmıştı. Bu konuşmalarda, oyuncularına inandığını her fırsatta yenileyen deneyimli teknik adam inanmışlık ruhunu ekibine yansıtarak başarıyı elde etmeyi çok iyi biliyor.
Taktik yerine ruh
Fatih Terim’in oyun anlayışında inancın çok büyük yeri bulunurken, hocanın diğer takımların taktikleri üzerinde pek fazla çalıştığı söylenemez. Milan yıllarında bu eksikliğini fazlasıyla hisseden Terim, oyun sistemi oturtmakta oldukça zorlanmıştı. Sistemi oturtmanın dışında işlevselliği arttıracak hamlelerin gelmesi başarıdan uzaklaşılmasına neden olmuştu. Türk oyuncuların motivasyon ile sahada daha farklı performans verdiklerini düşündüğümüzde, Terim’in neden Milan’da başarıdan uzak kaldığını daha iyi analiz edebiliriz.
Klasik 4-4-2 sistemi
Fatih Terim’in milli takım kariyerinde başarıyı yakalamasında oyuncularına aşıladığı hırs ve güven ile birlikte milli duyguların şahlanması etkili olmuştur. Oyuncularından sahada basılmadık bir yer bırakmamalarını isteyen hoca, aynı zamanda basit oyun ile galibiyete uzanma stratejisini benimsemektedir. Galatasaray’da son döneminde iki kez üst üste takımı şampiyon yapan Terim, 4-4-2 oyun sistemini benimsemişti. Didier Drogba ve Burak Yılmaz gibi fırsatçı golcülerin yanında Hamit Altıntop hamlesi takımı direncini arttırmıştı. Galatasaray’ın ligde şampiyonluklarının yanında Şampiyonlar Ligi arenasında çeyrek final görmüş bir takım geride bıraktı.
Milli ruh
Galatasaray’da yaşanılan ayrılığından ardından milli takımın başına yeniden göreve gelen Fatih Terim, oyun hırsı ve asla pes etmeme özelliğini anında takıma yansıtmayı başardı. 2014 Brezilya Dünya Kupası Elemeleri Grupları’ndan çıkamayan Türkiye, Terim’in Abdullah Avcının yerine getirilmesi ile birlikte peş peşe aldığı galibiyetler ile “acaba Brezilya yolu açılacak mı?” sorularının sorulmasına imkan sağlamıştır.
Saha dışı
Türk futbolunun en sempatik yüzlerinden olan Fatih Terim’in kazanma anlayışı üzerine kurulu hücum futbolunu benimsemesinin yanında maç sonunda yapmış olduğu sivri dilli açıklamalar medyada büyük yankı uyandırıyor. Medya tarafından da sevilen bir isim olan hoca, maç sonunda açık yüreklilik ile neden bugün kazanamadıklarını anlatan demeçler vermekten geri durmuyor. Fatih Terim’in bu özelliği, saha içinin dışında da ne denli etkili bir kişilik olduğunu gözler önüne seriyor.