Fransız İhtilali nedir?
Fransız İhtilali, Fransız Devrimi olarak da bilinen, Fransız halkının ve burjuvasının, Aydınlanma Çağı’nın getirisi olan akılcılığın etkisiyle, mutlak monarşi sistemini tasfiye edip yerine cumhuriyet rejimini getirmesiyle sonuçlanan harekettir. Fransız İhtilali, sonuçları itibarıyla dünya tarihi için en önemli dönüm noktalarından biridir. İhtilal sonrasında gelişen milliyetçilik akımı Avrupa siyasetinin yeniden şekillenmesinde etkili olmuştur. Yine Fransız İhtilali’nin bir sonucu olarak Katolik Kilisesi ciddi reformlar yapmak durumda kalmıştır.
1789-1799 tarihleri arasında gerçekleşen devrim, Fransız halkının, burjuvanın da etkisiyle bilinçlenmesinin bir sonucudur. Dönemin Fransa’sında maddi sıkıntılar çeken halk ve soyluların bir takım engellemeleriyle karşılaşan burjuva sınıfının bir şeyleri değiştirme arzusu neticesinde toplumun her alanında devrim fikri baş göstermeye başlamıştır. Özellikle burjuva sınıfı İngiliz yönetim şeklinde olduğu gibi “Parlementer monarşi rejimi” vasıtasıyla yönetimde söz sahibi olmayı amaç edinmiştir.
İhtilalin Gelişim Süreci
Fransa monarşisinin ekonomisi Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na verdiği destek nedeniyle oldukça zor bir duruma girmişti. Bu kötü gidişatı durdurması ve ekonomiyi toparlaması için görevlendirilen Charles-Alexandre de Calonne çözüm olarak toprak sahiplerinden alınan vergilerin artırılmasını önermişti. Bu öneriye sıcak bakmayan ve tepki koyan burjuva sınıfı, en son 1614 yılında toplanmış olan. soylular, din adamları ve halktan temsilcilerin oluşturduğu parlamentoyu yani États généraux’u toplantıya çağırmış ve bu hareket devrimin ilk kıpırdanması olarak nitelendirilmiştir. Parlamento toplantıları esnasında, ayrıcalıklı sınıf olan soylular ve din adamları ile burjuva sınıfı ve halk arasında ciddi ayrışmalar meydana gelmiştir. Bu ayrışmaların neticesinde halkın desteğini de alan burjuva sınıfı monarşiye savaş açtı ve 14 Temmuz 1789 günü Bastille hapishanesine saldırarak buraya ele geçirip mahkumları serbest bıraktı ve Fransız İhtilali fiilen başlamış oldu. Bu isyanın neticesinde 1791 yılında bir kurucu meclis toplanarak radikal kararlara imza attı. Bu kararlar; halk egemenliğine dayanan bir anayasanın hazırlanarak kralın yetkilerini sınırlama, kanunları hazırlama ve hükumeti denetleme görevinin meclise verilmesi ve meşhur İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’nin yayınlanması şeklinde oldu. Bildirinin yürürlüğe koyulmasıyla birlikte Fransa’da yürütme kurumu halk meclisinin eline geçti ve bu da feodalitenin sonu oldu. Aynı zamanda bu gelişmeler neticesinde yayılan milliyetçilik, eşitlik ve özgürlük düşünceleri, bir çok imparatorluğun ve monarşinin sonunu hazırladı. Tüm bunlar olurken yetkilerini paylaşmak istemeyen kral XVI. Louis, içerde bir isyan tertipleyip, dış güçlerle de işbirliğine gidince Versay Sarayı’na yürüyen öfkeli halk kralı öldürmeye yeltendi. Lafayette komutasındaki 20000 kişilik milis birliği kralı halkın öfkesinden kurtararak Tuileries Sarayı’ na getirdi. Ardından da 1792 yılında cumhuriyet ilan edildi. Daha sonra gönüllü askerlerce Tuileries Sarayı basılarak kral ve ailesi Temple Kulesine hapsedildi ve kral 21 Ocak 1973 yılında dış güçlerle birlik olduğu için vatan hainliği suçundan idam edildi.
1792 ve 1794 yılları Jakoben devrimcilerinin istediği gibi anarşi ortamı içerisinde geçildi. Daha sonra 1795 yılında güçlenen burjuvazi yönetimdeki etkisini artırarak Direktuvar idaresi denilen sisteme geçiş yapılmasını sağladı. Bu sistemle birlikte halkın yönetimdeki söz hakkı yeniden azalmaya başladı ve meclise girmek için zengin olmak ön koşul haline geldi. Devlet içi huzursuzluklar başladı, yönetim güçleşti ve ordu siyasete girmeye başladı. 1799 yılında ise Konsüllük sistemine geçilerek Direktuvar sisteminin 5 direktuvara verdiği yetkiler 3 konsüle verildi. Yaptığı darbeyle konsül sistemini getiren Napolyon Bonapart birinci konsül oldu. Napolyon Bonapart’ın yaptığı bu darbe Karl Marx tarafından burjuva devriminin sonu olarak nitelendirilmiştir. 1804 yılına kadar devam eden bu idarenin ardından Napolyon Bonapart imparatorluğunu ilan ederek yeniden imparatorluk dönemini başlatmış oldu.
Gelişiminden önceki fikirler, gelişim süreci ve sonuçlarıyla bir çok alanda devrime neden olan Fransız İhtilali neticesinde, dünyaya yayılan milliyetçilik fikri sayesinde Avusturya ve Osmanlı İmparatorluğu gibi imparatorlukların parçalanması hızlanmış, halklar birlik olduklarında yapabileceklerini kavramış, eşitlik ve özgürlük gibi temel insan haklarını oluşturan fikirler tanınmış ve yaygınlaşmıştır.