Galata Kulesi nerededir?
M.S. 528 yılında yapılan Galata Kulesi, günümüzde medeniyetler beşiği İstanbul ile özdeşleşmiş ve şehrin simgelerinden biri olarak kabul edilmiş bir yapıdır. Yapı adını, kurulduğu yerleşim alanından almış ve günümüze dek Galata semtini yüz binlerce insanın ziyaret etmesine neden olmuştur. Dünyanın eşsiz güzellikteki manzaralarından birine sahip olan Galata Kulesi, binlerce yıldır şairlere dahi ilham kaynağı olan İstanbul Boğazı ve Haliç’i geniş bir açıyla görmektedir.
Galata Kulesi’nin yapımı, Bizans İmparatorluğu’nun bir fener kulesine ihtiyaç duymasıyla başlar ve dönemin Bizans İmparatoru Anastasius kulenin yapım emrini verir. Galata Kulesi uzun tarihi boyunca en büyük tehlikeyi 4. Haçlı Seferi esnasında atlatmıştır. 1204 yılında yapılan 4. Haçlı Seferi esnasında çok ağır hasar kule, daha sonra Cenevizliler tarafından yeniden inşa edilmiştir.
4. Haçlı Seferi esnasında geniş çaplı hasar alan Galata Kulesi’nin surları, yığma taşlar kullanan Cenevizliler tarafından “İsa Kulesi” ismiyle yeniden yapılmıştır. Cenevizlilerin 1348 yılında surlarını yeniden inşa ettiği ve ismini değiştirdiği Galata Kulesi, bu dönemde İstanbul’daki en büyük yapı olmuştur. Ancak Galata Kulesi 1446 yılında restore edilmiş ve kulenin boyu biraz daha uzatılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük padişahlarından olan Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u 1453 yılında almasıyla Türklerin eline geçen Galata Kulesi, bu tarihten itibaren her yıl düzenli olarak bakımdan geçmiştir. Osmanlı Devleti’nin kulenin bakımına büyük bir özen göstermesi, Galata Kulesi’nin günümüze dek sağlam bir şekilde ulaşabilmesini sağlamıştır.
Osmanlı Devleti Dönemi’nde Galata Kulesi farklı dönemlerde değişik işler için kullanılmış ve birçok amaca hizmet etmiştir. 16. yüzyılda Hıristiyan savaş esirlerini tersanelerde çalıştıran Osmanlı, Galata Kulesi’ni bu esirlerin barınağı olarak kullanmıştır. Takip eden süreç içerisinde Sultan 3. Murat’ın ilgisini çeken Galata Kulesi, rasathane olarak kullanılmaya başlanmış ancak 1579 yılında kulenin bu görevi de sonlandırılmıştır.
Galata Kulesi’ni belki de günümüzde hala bu kadar popüler yapan olaysa, şüphesiz 17. yüzyılda yaşanan Hazerfen Ahmet Çelebi olayıdır. 4. Murat Dönemi’nde yaşayan bir uçuş ve bilim meraklısı olan Hazerfen Ahmet Çelebi, 1638 yılında tarihin seyrini değiştiren uçuşunu Galata Kulesi’nden gerçekleştirmiştir. Galata Kulesi’nden Üsküdar’a kadar kendi yaptığı kanatlar ile uçmayı başararak Hazerfen Ahmet Çelebi, Avrupa’da isminden söz ettirmiş ve İngiltere bazı gravürler de dahi resmedilmiş olmasına rağmen günümüzde bilim çevreleri tarafından göz ardı edilmektedir.