Gelenek ve görenekler nelerdir?
Binlerce yıllık medeniyetlerin beşiği olan Anadolu toprakları üzerine kurulan ülkemizin oldukça geniş içerikli gelenekleri ve görenekleri bulunduğu gibi, günümüzde ülkemizde birçok farklı kültür bir arada yaşadığından bu gelenek ve görenekler aynı zamanda çok çeşitli bir yapıya da sahiptir. Yüzyıllar içerisinde Anadolu coğrafyasında farklı toplumların bir arada yaşaması derin bağları olan bir etkileşim süreci oluşturmuş ve bu etkileşim sürecinin günümüzde hala devam eden etkisiyle gelenek ve görenekler birbiri ile harmanlanmıştır. Bu nedenlerden ötürü ülkemiz, bilinen dünya tarihinin farklı dönemlerinde yaşayan birçok farklı medeniyetin günümüze uzanan ortak gelenek ve göreneklerini içinde barındıran zengin bir kültüre sahiptir.
Yüzyıllar öncesinden kalan ve bu nedenle saygı duyularak nesilden nesle aktarılan gelenekler, toplum genelinde yaptırım gücü yüksek ve kültürel alışkanlıklar olarak tanımlanabilir. Gelenek ve göreneklerin tanımlanmasında yaygın bir şekilde örf ve adetlerden de bahsedilse de, aslında görenekler ve örfler arasında benzerlikler olduğu kadar büyük farklılıklar da vardır. Kültürel kalıntılar kadar bir takım alışkanlıkları da kapsayan gelenekler, Anadolu coğrafyasında “töre” olarak da isimlendirilen ve bireysel davranışları yönlendiren yaptırımlar olarak da karşımıza çıkabilir.
Sosyolojide gelenekler ve görenekler genel olarak toplumların içinde yaşadığı çevreye uyum sağlamak adına geliştirdiği beşeri oluşumlar, icatlar, atalar ve davranışlar olarak tanımlanır. Sosyal toplum yapısı içinde varlığını sürdüren bireyler, aralarında coğrafi konum ve iklim şartları gibi faktörlerin de dahil olduğu çok çeşitli dış etkene uyum sağlamak için gelenek ve göreneklerin şekillenmesine katkıda bulunmuştur. İnsanoğlunun meydana getirdiği toplumların yapılarını ve birbirleri olan ilişkilerini inceleyen birçok sosyolog, tarihsel süreç içerisinde bazı ortak anlatıma sahip olan fenomenler olarak da tanımlamıştır.
Tüm bunların ötesinde toplumun meydana gelmesini sağlayan ve bu nedenle tüm toplumsal dinamiklerin kaynağı olarak adlandırılan maddi ve manevi değerlerin tamamı, gelenek ve göreneklerin çatısı altına girebilir. Geçmiş yaşamlardan günümüze uzanan ve aralarında kutsal inanışlar ile metafiziksel olayların da yer aldığı gelenek ve görenekler, fenomen düzeyine varan olayları dahi kapsamaktadır. Kutsal değerler içerdiği düşünülen bazı gelenek ve görenekler, toplumda sorgulanmadan doğrudan doğruya uygulanır ve kuşaktan kuşağa aktarılır. Ayrıca gelenek ve görenekler toplumdaki sanatçıların ve edebiyatçıların eserlerine de doğrudan etki edebilmektedir.