Gılgamış Destanı nedir?
Gılgamış Destanı aynı ismi taşıyan efsanevi bir Mezopotamya kralının başından geçenlerin anlatıldığı ve bu kralın kavmi olan Urukların Eski Çağ’a ait hikayelerinin yer aldığı bir destandır. Eski Çağ Mezopotamya’sının en ünlü hikayelerinden biri olan Gılgamış Destanı, dönemin en gelişmiş medeniyeti olan ve günümüzde bilinen insanlık tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen Sümerler için dahi “eski” bir hikayedir. Uruk Kralı Gılgamış’ın destansı hikayelerinin anlatıldığı Gılgamış Destanı, Sümerler tarafından kil tabletler üzerine de yazılmış ve yazılı bir metin olarak günümüze ulaşmıştır.
M.Ö. 2 binli yıllarda Sümerler tarafından yazıya aktarılan Gılgamış Destanı, aslında Sümerler tarafından yazılan üç farklı metin ile Babil medeniyetinin kaleme aldığı hikayelerin bir derlemesidir. Sümerlerin üç farklı destanda bahsettiği Uruk Kralı Gılgamış, daha sonraki dönemde kültürünü ve inanç sistemini büyük oranda Sümerlerden almış olan Babilliler tarafından da yazılı metinlere aktarılmıştır. Tanrıça Ninsun’un bir oğlu olduğundan söz edilen Kral Gılgamış’ın babasının da bir diğer efsanevi Uruk kralı olan Lugalbanda olduğu yazılmıştır. Dolayısıyla destanın ana karakteri olan Kral Gılgamış aslında bir yarı tanrıdır.
Yarı tanrı olduğu için insanüstü bir güce sahip olan Kral Gılgamış, durmak bilmeden ve yorulmadan çalışabilecek bir yapıdadır. Kral Gılgamış Uruk halkındaki erkeklerin de tıpkı kendisi gibi dur durak bilmeden aralıksız bir şekilde çalışmasını istemiş ve bunun üzerine Uruk kadınları erkeklerini göremedikleri için Tanrıça Aruru’ya dua etmiştir. Uruk kadınlarının erkeklerini göremediği için Tanrıça Aruru’ya yaptığı yakarış kabul görür ve Kral Gılgamış’a rakip olabilecek güçteki “Enkidu” yaratılır. Gılgamış Destanı tam da burada oldukça ilginç bir anlatımla Gılgamış’ın kendisine rakip olması için yaratılan Enkidu ile dost olmasından bahseder. Oldukça yakın iki arkadaş olan Kral Gılgamış ile Enkidu beraber birçok maceraya atılırlar.
Sümer öncesi bir dönemi anlattığı için çoğu teist düşünür Gılgamış Destanı ile çeşitli dini olaylar ve bilhassa da Nuh Tufanı ile ilgili bağlantıları da araştırmıştır. Nitekim Gılgamış Destanı’nın ilerleyen bölümlerin kralın ölümsüzlük arayışından bahsedilir ki, günümüzün modern insanı da genetik araştırmalar ile ömrünü uzatmanın ve nihayetinde ölümü yenmenin yollarını aramaktadır. Zira bu durum insanoğlunun en temel özelliklerinden biridir. Kral Gılgamış’ın en yakın arkadaşı olan Enkidu’nun birden bire gerçekleşen ölümü ile yıkılan kral, tıpkı kendisi gibi yarı tanrı olan arkadaşının ölümünden şu sonuca varır; kendisi de bir gün ölecektir. Yarı tanrı olmasına rağmen öleceğini anlayan Kral Gılgamış daha sonra ölümsüzlük arayışına başlar ki, zaten kendisini de Sümerler döneminde meşhur eden özellik budur.